Yalanla yalancıyla vakit kaybetmemek gerek

Beş yılda yirmi beş yıla bedel iş yapmış!

Atom karınca gibi çalışıyormuş!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kasasına bereket getirmiş!

Ne güzel dünya. Hakikatin hiç önemi yok. Beş yılda bir tek çivi çakılmamış oysa. Ama olur mu Beyimiz atom karınca gibi çalışmış. Dahası var! Böylesi tempo karşısında babası çok üzülmüş, etrafındakileri aramış 'Ekrem'i hiç değilse bir gün dinlendirin yoksa hasta olur' demiş.

Aslında hikaye şu; adı 'Turist Ekrem'e çıkmış şahsın bundan kurtulmak için algı yönetimi yapması. Koskoca beş yılı heba etmiş şahsın beceriksizlikle damgalandığı yerde algı yönetimiyle hakikati perdeleme çabası.

'Metroları biz yaptık diyorlar ama projeleri bile yoktu' diyor. Oysa göreve geldiğinde o metroların kimi yüzde doksan kimi seksen kimi de yetmiş oranında bitmişti. Projesiz mi tamamlanmıştı bunca metro Ne önemi var ki 'Projesi yoktu' de, sıyrıl.

Örnekleri sayfalar dolusu çoğaltabilirim ama gerek yok.

Hal böyle iken Murat Kurum proje açıklasın dursun.

Hal böyle iken Murat Kurum Bay Başkan'ın beceriksizliğini, iş güzarlığını, tembelliğini anlatsın dursun.

Bir şey olmuyor maalesef!

Zira İmamoğlu'nun dün ne yapamadığının neyi savsakladığının, çalışmamasının, bir metre bile olsa metro yapamadığının hiçbir önemi yok.

'Yaptım' dediğinde yapmış oluyor!

Post Truth deniyor buna. Gerçeklik ötesi yani. Bu bir tarz bir metot. Bunun karşısında hakikatin çaresizliğini görmemek imkansız. Bir başka ifadeyle hakikat bunun karşısında çaresiz olmasaydı bu yöntem zaten tedavülde olmazdı.

Aynısını Murat Kurum'dan bekleyemezsiniz. Yapamaz, zaten de yapmaz. Tek marifeti polemik olan biriyle baş edilemez! Yalanı doğru gibi söylerken yüzü bile kızarmayan, hakikati ters yüz ederken hiç de utanmayan biriyle gerçekten baş edilemez.