Şüyuu vukuundan beter
Bazı hadiseler vardır; şüyuu vukuundan beterdir! Hilaftır. Hakikat değildir lakin hakikatten beterdir, tehlikelidir. CHP'nin yıllardır ortaya koyduğu siyaset etme biçimi bu işlere en çarpıcı örnektir.
Maalesef Kemal Bey ve FETÖ bu tarzın suyunu çıkarmıştı!
Kemal Bey durduk yere 'Erdoğan kendisine bir saray yaptırdı, klozetleri de altından' diye bir yalan atmıştı ortaya. Rezil bir yalan. Nesine cevap vereceksin Olmayan altın klozetin videosunu çekip paylaşsan 'bir gecede değiştirdiler' diyecek.
Kayıp 128 milyar dolar yalanı da böyleydi. 128 milyar doların kaybolmadığını, kaybolamayacağını herkes gibi Kemal Bey de çok iyi biliyordu. İddia tuzaktı!
Demem o ki bu tür iddia ve yalanlar 'ikircikli' ve dahi 'sinsi' tuzaklar barındırır. Aşağısı sakal, yukarısı bıyık.
Neyse gelelim meselemize.
Ayşe Barım hakkındaki iddiaları tüm Türkiye biliyor. Barım'a yönelik suçlamaların kaynağı da bizzat sanat camiasının içinden isimler. Tıpkı şaibeli kurultay meselesinde olduğu gibi. Orada da iddiayı dillendirenler, mahkemeye gidip iptal davası açanlar, ifade verenler CHP'li.
Ayşe Barım konusunda muhalif bir gazeteci şüyuu vukuundan beter bir iddia attı ortaya.
Özetle;
Neymiş Ayşe Barım'ın tutuklanmasını Erdoğan Ailesi istemişmiş.
İddia sahibi o kadar çirkinleşiyor ki aileyi mafya, çete olmakla suçluyor. Daha da çirkinleşiyor ve ailenin 'herkesi ezelim, yakalım, yıkalım' modunda olduğunu iddia ediyor.
Ve sonra fitneyi sokuyor.
Neymiş Ailenin bu tutumuna rağmen diyalog ve normalleşme yanlısı, kutuplaşma karşıtı bir grup varmış Ak Parti'de. Fahrettin Altun da bu grubun parçasıymış. Ayşe Barım'ın yargılanmasına karşı çıkıyormuş. Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını istiyormuş...
Tezgaha bakar mısın
Bu arkadaş bu yalan ve iftiralarına cevap bekliyor şimdi
Ne yani Fahrettin Altun çıkıp 'olur mu canım ben de ezelim, yakalım, yıkalım'cılardanım mı desin İyi de Erdoğan Ailesi'nden hiç kimse ama hiç kimse 'ezelim, yakalım, yıkalım, asalım, keselim' demez. Bugüne kadar da demedi!