Irak'a demokrasi ve özgürlük getireceklerdi! Suriye'ye de! Libya'ya da!
Ölüm, kan, gözyaşı, açlık, sefalet getirdiler. Milyonlarca insanı ülkesini terk etmeye mecbur bıraktılar.
Böldüler, paramparça ettiler.
Oysa Irak'ı da, Suriye'yi de, Lübnan'ı da, Libya'yı da en baştan kendileri inşa etmişlerdi. Şüphesiz Körfez ülkelerini de. O yönetimleri zaten kendileri var etmişlerdi. Sürekli baskı altında tutup koltukları uğruna her türden zulümlerine fırsat tanıdılar. İçeride her yere nüfus ettiler. Kurumlara, bürokrasiye, sermayeye, yargıya...
Tipik bir FETÖ yapılanması gibi.
Günü geldiğinde de harekete geçipgeçirip 'demokrasi getiriyoruz, özgürlük getiriyoruz, zenginlik getiriyoruz' yalanıyla ölümcül darbeyi indirdiler. Hem de o ülkelerin kendi vatandaşları eliyle!
Yani; ne zaman ki halklar olanı biteni fark etti, sömürüye itiraz etmeye başladı, paniklediler. Tehlikeyi görüp toplumda oluşan tepkiyi kendi lehlerine kullandılar.
Yani; halklar yönetimlerini devirmek için sokaklara döküldüklerinde demokrasi, özgürlük geleceğini zannediyorlardı. Gelmedi! Ya ne geldi Muktedirin bir başka piyonu!
Bakın dün Netanyahu ne dedi
'İran halkı bilmelidir ki İsrail sizin yanınızda. İran nihayet özgürleştiğinde her şey daha farklı olacak. Bu an insanların düşündüğünden çok daha kısa sürede gelecek'.
Yani; Netanyahu İran'a demokrasi ve özgürlük getirecekmiş.
Başka
'O gün geldiğinde rejimin beş kıtada kurduğu terör ağı iflas edecek, parçalanacak. İran daha önce hiç olmadığı kadar gelişecek. Küresel yatırım, devasa turizm. İran'da var olan devasa kapasiteye dayalı parlak teknolojik yenilikler. Bu kulağa sonsuz yoksulluk, baskı ve savaştan daha iyi gelmiyor mu'
Yani; İran halkını hem özgür, hem de zengin kılacakmış!
Peki nasıl olacakmış bu iş
'Küçük bir grup fanatik teokratın umutlarınızı ve hayallerinizi ezmesine izin vermeyin. Siz daha iyisini hak ediyorsunuz. Çocuklarınız daha iyisini hak ediyor