Ne olacak bu teğmenlerin hali

Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın en disiplinli ordusudur. Altını çizelim, dünyanın! Başarısı da buradan gelir. Ama aynı TSK zaman zaman bu disiplinin dışına çıkıp darbe yapar yahut yapmaya kalkışır.

Bu da ne yaman çelişkidir değil mi

Lafı uzatmadan konuya gireyim, anlayacağınız üzere şu teğmenler meselesi. Ortada apaçık bir disiplin suçu var. Hem de ağır bir disiplin suçu. Lakin siz ne derseniz deyin tartışma 'Mustafa Kemal'in Askerleri' retoriğinin üzerinden yürütülüyor.

Teğmen Ebru Eroğlu bu hadise öncesi defalarca Bölük Komutanlığı'na başvurarak mevzuattan kaldırılan andı okumak için izin istiyor. Her defasında da bunun mümkün olmadığı kendisine tebliğ ediliyor.

Sonrasında tören provaları nedeniyle yapılan tabur içtimasında 'tüm personelin yönergeye uyması gerektiği, yönergede belirtilen metnin dışına çıkılmasının mümkün olmadığı ve farklı yemin metninin okunamayacağı' hususu topluca teğmenlere tebliğ ediliyor.

Lakin Ebru Eroğlu tüm bunlara rağmen disiplinsizliğe konu eylemi için bazı arkadaşlarını organize edip yemin günü o metni okuyor.

Hadise bu!

Konunun Atatürk'le, Atatürk'ün askeri olmakla, Atatürk düşmanlığıyla uzaktan yakından alakası yok. Ama ortada çok ağır bir disiplin suçu var!

Bu da cezasız kalamaz!

Şimdi tüm bu olup bitenleri unutun. Olmadı farz edin! Hikaye başka türlü cereyan etsin.

Şöyle!

O gün yemin töreni bittikten sonra bir grup teğmen bir tane koç getirse. Teğmenlerden biri oracıkta o koçu tekbirlerle kurban etse. Öteki de 'burası peygamber ocağı, bizler de Mehmetçikleriz