İşine bak
Vali, hakim, savcı, bakan hatta vatandaş...
Şimdi son olarak da bilirkişi!
İşine baktığı yok! Ya hakaret ediyor ya tehdit. Bilerek yapıyor çünkü tüm dikkatleri başka tarafa çekmeye çalışıyor. Ustaca kurguluyor. 'İt' diyor ama sonra 'basit' dedim diyerek tartışma açıyor.
Yüksek Seçim Kurulu başkan ve üyelerine hakaret ediyor sonra hakkında dava açılınca 'ben bakana dedim' diyerek yine tartışma çıkarıyor.
Bilerek, isteyerek, tasarlayarak yapıyor
Şimdi diyeceksiniz ki 'peki ama neden'
Hakkında açılmış başka konulardan davaları var. Yolsuzluk, usülsüzlük, ihaleye fesat karıştırma, izah edemediği sorunlu işler... Diploması bile sorunlu. Bu davalardan çok çekiniyor! Mesela o meşhur para kuleleri meselesi hala izah bekliyor lakin edilemiyor. Hakim değilim savcı değilim. Demem o ki bu konuda bir hükmüm yok, olamaz. Lakin bu arkadaş hakkında açılan davaların da doğru düzgün yürümediğine inanıyorum.
Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde birine bir ihale veriyor sonra o ihale verdiği kişinin ödemesini yapıyor. Ve o kişi o parayla gelip İmamoğlu inşaattan 2 dükkan bir daire satın alıyor. Normal mi bu Değil! Bunu Ak Partili bir belediye başkanı yapsaydı CHP'liler o başkanı o koltukta oturtmazlardı.
Neyse biz şimdi gelelim asıl mevzuya.
Beyimiz İBB başkanlığına aday olduğu ilk andan itibaren sanırım ajansın talebiyle sürekli 'mağduriyet' arayışı içinde oldu. Seçildi aynı. Hala aynı.
Planı şu!
Hakaret, tehdit gibi işlerden ceza alırsam kamuoyu vicdanı bunu kabul etmez ve bu mahkûmiyet beni büyütür. Böylece Cumhurbaşkanlığına giden yolda iyi bir kazanım elde etmiş olurum.