'Erdoğan'a kızgınım'

Sokak röportajcısı, kadının birine mikrofonu uzatmış 'İstanbul'da kime oy vereceğini' soruyor.

Kurum'a mı İmamoğlu'na mı

Kadın 'İmamoğlu' diyor. Buraya kadar her şey normal. Zira tercih meselesi. Ama asıl hikaye bundan sonra başlıyor.

Kadın, İmamoğlu'ndan memnun değil. Hiçbir iş yapmadığını, çalışmadığını söylüyor. Toplu ulaşımdan, kentsel dönüşümden yakınıyor.

'Otobüsler gelmiyor, gelse de tıklım tıklım' diyor.

Özetle İmamoğlu'nun çalışmadığını söylüyor. Ardından da ekliyor; 'hakkını yemeyelim, yukarıda Allah var, Erdoğan çok çalıştı, onun zamanında böyle değildi' diyor. Erdoğan'ın hizmetlerini anlatıyor ve ekliyor. 'Ama Erdoğan'a kızgınım'.

Çünkü geçinemiyor. Ama İmamoğlu'na kızgın değil. İmamoğlu umurunda bile değil. İmamoğlu'nun çalışmadığını, beceriksiz olduğunu kabul ediyor. İmamoğlu seçilsin diye bir derdi de yok. Ya ne var Erdoğan'a kızgın, tepkisini böyle ifade edecek.

Peki İmamoğlu'na niye kızgın değil 'Kandil uzlaşısına' niçin tepkisiz PKKDEM ittifakına niye sessiz Çünkü şu sıralar geçinemiyor! Bunun sorumlusu olarak da Erdoğan'ı görüyor. Belki de bu türden bir propagandanın esiri olmuş, bilinmez.

Pandeminin getirdiği yükten haberi yok. Ukrayna-Rusya savaşının sebep olduğu küresel enflasyondan da. Gıda ve enerji fiyatlarındaki küresel artışlardan da. EYT'nin getirdiği yükten de. Tam on bir ili vuran tarihin en büyük felaketinin sebep olduğu ekonomik yıkıntıdan da. Terörle mücadelenin sebep olduğu ekonomik kayıplardan da. Ateş çemberi içerisindeki Türkiye'nin bu kuşatmayı yarmak için yaptıklarından da.