Dört kelime bir başkan

Kendi siyasi hedeflerin uğruna belediyenin tüm kaynaklarını, imkanlarını israf edeceksin ama mikrofonu gördüğün her yerde 'israfı bitirdik' iddiasında bulunacaksın.

Belediyeyi gırtlağına kadar borç batağına soktuğun halde belediyenin kasasına bereket getirmekle övüneceksin.

Köşeye sıkıştığında 'üzülüyorum bu nasıl bir kötülük' deyip sıyrılacaksın.

Beceriksizliğin konuşulduğunda 'beni kıskanıyorlar' diyeceksin.

İsrafı önlemek, bereket getirmek, üzülmek, kıskanılmak, gençlik, aşk, kucaklama...

İmamoğlu'nun beş yıllık icraatının tek cümlelik özeti bu! Alayı soyut kavramlar. Elle tutulamaz, gözle görülemez. Oysa İBB tarihinin en israfçı belediye başkanı. En çok borçlanılan dönemi. İETT battı denilse yeridir. İSPARK da öyle BELTUR da! 2024 dünyasında İstanbul'un bozulan metrolarını, metrobüslerini, otobüslerini konuşuyoruz. Her gün işine, evine gitmek için milyonlarca insan yollarda perişan oluyor. Ama Bay Başkan'ın gençliği var heyecanı var! İyi de konumuzla ne alakası var

Polemikçilikte üstüne yok. Hangi sıkıntı gündeme getirilirse getirilsin o başka bir şey anlatıyor. Ne diyor İsraf, bereket, üzülmek, kıskanılmak, gençlik, aşk, kucaklama....

Vaktiyle katıldığı bir canlı yayında Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne itiraz ediyor yapılmaması için çırpınıyordu. Gezi eylemlerinde en ön saflardaydı. İstanbul Havalimanı'na da karşı çıkıyordu Avrasya'ya da Marmaray'a da! Hatta Kuzey Marmara Otoyolu'na da! Hepsi kayıtlı hepsi arşivlerde.

Bu projeler hayata geçmeseydi beyimiz evinden Saraçhane'ye yürüyerek gelmek zorunda kalırdı yahut atla. Koskoca beş yılda sadece kendisine çalıştı.