YÖK mayınlı arazisinde ne saklıyor Yasaklı bölgeye girdik!

Tam 15 gün önceydi YÖK'ün resmi verilerine göre, 2022-2023 Eğitim-Öğretim döneminde Türk Üniversitelerinde toplam 301 bin 549 yabancı öğrencinin, 3 bin 69 yabancı uyruklu öğretim elemanının olduğunu yazmıştım!

YÖK Başkanı 301 bin 549 yabancı öğrencinin 336 bin olduğunu "bundan gurur duyduğunu" söyleyerek açıkladı!

İlk yazımda da belirtmiştim ancak yine belirteyim, nitelikli insan gücüne karşı değiliz, niteliksiz insanların ülkeye doldurulmasına, Türkçe dahi bilmeyen yabancılara bizim kendi ülkemizin gençlerinin hakkı "bursların" bol keseden dağıtılmasına karşıyız!

Biz bu verileri açıkladıktan sonra kendisine "aydın" diyen bir güruh liboş çıktı, "dünyaya bakın dünyaya, bu düşünceler cahillik vs." gibi cümleler kurdu!

Yabancı öğrenci sorununu bağlamından koparıp başka bir zemine oturtarak, iktidarın değirmenine su taşıyan bu "aydınlar" okusun diye tekrar yazalım!

Kimsenin yabancı öğrencilere, yabancı öğretim üyelerine vs. karşı olduğu yok. Buradaki sorun niteliksiz insanların ülkemizde öğrenci, akademisyen yapılması, nitelikli insana, bu ülkeye değer katan kimseye itiraz ettiğimiz yok

Senin ülkende Boğaziçili, ODTÜ'lü doktora mezunu gençlerin asgari ücrete iş bulmaya razı kalmışken elin Cubitilisini sen buraya getirir, doğru düzgün Türkçe bilmemesine rağmen okutursan üstüne ilkokul çağındaki Türk gencinin iş hayatında ürettiği üründen alınan vergiyle burs verirsen biz buna itiraz ederiz!

Yıllarca emek verip doktora bitiren Türk gencini dayısı yok diye işsizliğe mahkum ederken İran'da açık öğretim okuyan adamı burada hoca diye çalıştırırsan biz buna itiraz ederiz!

Bu konuda kimse de çıkıp bizi "cahillikle", "geri kalmışlıkla" vs. suçlayamaz!

Dön de aynaya bak deriz adama!

Farklı fikirlere tepeden bakan siz ve sizin gibiler de bu ülkenin gençlerinin umutlarını çalan siyasi iktidar kadar suçlusunuz!

Çünkü onun buraya gelmesine siz ve sizin eylemleriniz neden oldu!

Şimdi dönelim ülkedeki yabancı öğretim üyelerine ilişkin resmi verilere, 3 bin 69 yabancı öğretim üyesinin 1293'ünü kadınlar, 1776'sını ise erkekler oluşturuyor!

Bunların 177'si İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi'nde, 126'sı İstanbul Üniversitesi'nde, 95'i Başkent Üniversitesi'nde, 74'ü Boğaziçi Üniversitesi'nde, 67'si İstanbul Aydın Üniversitesi'nde, 56'sı Gaziantep Üniversitesi'nde, 54'ü Hacettepe Üniversitesi'nde, 53'ü İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde, 43'ü Erciyes Üniversitesi'nde, 32'si İstanbul Medipol Üniversitesi'nde, 30'u Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'nde, 29'u Çukurova, Dokuz Eylül Üniversitelerinde liste böyle uzuyor gidiyor!

Hemen hemen her üniversite bünyesinde yabancı uyruklu öğretim elemanı çalışıyor!

İşletme Fakültesi'nde çalışan da var, İletişim Fakültesi'nde de!

İlahiyat Fakültesi'nde çalışan da var, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde de!

Hatta ve hatta üniversitelerin rektörlüklerinde çalışanlar dahi var!

Bilimsel anlamda yetkin, alanında söz sahibi isimlere söz söylediğimiz yok.

Elbette hangi dine, hangi ırka, hangi millete tabi olduğuna bakılmaksızın bilim uğruna istediği yerde ve kurumda çalışabilir bir bilim insanı.

Ancak bu isimlerin çoğu öğretim görevlisi konumunda!

Az olmakla beraber aralarında araştırma görevlileri de var!

Uyruklarına bakalım bir de isterseniz!

Akademisyenlerin bazılarının uyrukları ise şöyle:

Suriye Arap Cumhuriyeti: 257 akademisyen, bunların 144'ü öğretim üyesi, 117'si doktor öğretim üyesi, 17'si doçent, 6'sı ise profesör!

İran İslam Cumhuriyeti: 433 akademisyen, bunların 187'si öğretim üyesi, 206'sı doktor öğretim üyesi, 21'i doçent, 15'i profesör.

Afganistan İslam Cumhuriyeti: 18 akademisyen

Azerbaycan Cumhuriyeti: 253 akademisyen

Bangladeş Halk Cumhuriyeti: 16 akademisyen

Cibuti Cumhuriyeti: 1 akademisyen

Filistin Devleti: 40 akademisyen

Hindistan Cumhuriyeti: 30 akademisyen

Irak Cumhuriyeti: 76 akademisyen