Direnen Kafkas: Abhazya!

Adaletin Sembolü Ömer'in orduları, Mekke'den Diyarbakır'a, oradan Kafkasya'ya uzanmış, yenilmez sanılan Bizans zulmüne son vermişlerdi.

Dağlılar, artık daha güçlüydü. Alınteri medeniyetinin adı "Müslüman Kafkasyalı" idi. Abhazya özünü bulmuş, Kafkasya'nın çekim gücü olmuştu.

Ağaçtan minareler, kubbeler, duvarlar... Evrensel Mesajı haykırıyordu. Mekke ile Sohum arasındaki

gönül köprüsü, karanlığı yırtan bir özgürlük meşalesiydi. İlk defa duydukları bu tebliğ, adaleteşitliközgürlükgüvenlik esasına dayanıyordu.

Gerçi Allah her millete peygamber göndermişti. Kim bilir, binlerce yıldan beri, hangi Abhaz peygamberin öğretisine bağlıydılar

Tevhidi düşünce, Abhaz'la bütünleşmiş, kan uyuşması gerçekleşmişti. Yapılan, tam da, doku nakliydi.

Gürcüler, Ermeniler ve Ruslar, Abhaz çarşısında Kur'an'la tanışıyor, evine ocağına 'Müslüman' dönüyorlardı.

Selçuklu Devleti bir Ümmet Hareketiydi. Abhaz yiğitler, barışta ve savaşta 'eşit yurttaşlık'a katkı sunuyorlar; gün oluyor çarşıya, gün oluyor cepheye koşuyorlardı.

Vatikan'ın ve Hahamlığın izdüşümü Moğollar, Haçlı hesabına Selçuklu'yu parçalayıp Gürcistan'ı yağmalamışlar, bunu da İslam adına(!) yapmışlardı.

Osmanlı'nın 'kabul edilmiş bir dua misali' fetihleri, kabus dolu günlerin sonu olmuştu. 3 asır, Karadeniz'den dünyaya açılan bir limandı Abhazya!

1800'ler, Abhazya için bir sınavdı. Rus soykırım timi, Abhaz halkına kan kusturdu. Osmanlı'yla et ve tırnak olan Abhazyalı toparlanıp kısa sürede Rus'a kök söktürdü.

Abhaz halkı şehitler veriyor, bir o kadar Rus'u da hak ettiği cezaya çarptırıyordu.

Tam da "Bitti" derken 93 Harbi, Abhazya'nın her hücresine derin bir yıkım getirdi. Osmanlı yönetiminde güç kazanan Mithat Paşa ve avanesi, emperyalist ortaklıkla bölgeyi kan gölüne çevirdi.

Osmanlı ülkesi, Abhaz Hicretine sahne oluyor; Anadolu'da her köykasaba, Abhaz kardeşlerine kucak açıyordu. Öyle, İkinci Vatan değildi, öz vatandı.

Nihayet 1917 Bolşevik Devrimi kabus gibi çökmüştü. Devrim, masonikateist üst aklın ürünüydü.

Kültür asimilasyonu başlıyor; sadist bir Gürcü olan Stalin, tarihi kinini günyüzüne çıkarıyordu.

Abhazlar, güçlü bir manevra ile Abhazya Cumhuriyeti'ni ilan ettiler. Komünist Parti, haliyle, bağımsızlığı tanımadı.

Ankara'daki laik yönetim, zaten Stalin yanlısıydı. Abhaz halkı tarihte ilk defa yalnızdı ve iş başa düşmüştü.