Coğrafya ders kitaplarıyla tanınan Faik Sabri Duran'ın, 1933 yılında Telamon gemisiyle yaptığı seyahati yazdığı 'İstanbul'dan Londra'ya Şileple Bir Yolculuk' kitabı roman tadında bir gezi ve coğrafya kitabı. Şilebe İzmir'den kuru üzüm, palamut ve lale soğanları yükleniyor. Galata'nın on beş yıl öncesine benzettiği Pire ile Atina arasıysa küçük evlerle dolmuş, meğerse o evler mübadillere verilmiş. Lizbon'daki kitap merâkından bahsettiği satırlarsa mecânin-i kütübü heyecânlandıracak.
Lise çağında jeoloji ve astronomi ders kitaplarını gören, karıştıran ve okuyan şanslı kuşaklardanım, ancak hangi akla hizmetse ben liseyi daha bitirmeden bu dersler kaldırıldı. Bugün o ders kitaplarının yazarlarını anımsayamıyorum, ders kitapları denince aklıma sadece Emin Oktay'ın ve Faik Sabri Duran'ın isimleri geliyor, çünkü orta birden liseyi bitirene kadar tarih kitaplarımızın yazarı Emin Oktay'dı, coğrafya kitaplarımızın yazarı da Faik Sabri Duran'dı.
YILLAR SONRA ALMAN DENİZALTISI TARAFINDAN BATIRILAN TELAMON İLE SEYAHAT ETMİŞ :
Faik Sabri Duran'ın VakıfBank Kültür Yayınları'ndan çıkan 'İstanbul'dan Londra'ya Şileple Bir Yolculuk' kitabını elime alınca, orta ve lise yıllarımla buluşmuş gibi oldum. Roman tadında bir gezi ve coğrafya kitabı. Faik Sabri'nin '33 yılında İngiltere'ye yaptığı yolculuk önce Akşam gazetesinde tefrika edilmiş, sonra da kitaplaşmıştı. Yolculuğun iki ayağı vardı, bir şileple Hollanda'ya gidecek, oradan da İngiltere'ye gidecektir. Galata rıhtımından bindiği şilebin ismi Telamon, '28'de Rostock'taki Neptun tersanesinde inşâ edildiğini Faik Sabri yazıyor, ancak ben merâk edip bundan biraz daha fazlasını araştırdım: Şilebin sahibi 1856'dan 1981'e kadar faal olan 'Kaniklijke Nederlandsche Stoomvaart Maatschappij' ünvanlı bir nakliye şirketiymiş, 25 Temmuz 1942 günü iki bin dört yüz ton boksit ve yüz otuz altı ton kereste yüklüyken, Alman denizaltısı U-160 tarafından batırılmış. Mürettebatından yirmi üçü ölmüş, on dördüyse kurtarılmış. Peki, Telamon'u batıran U-160'ı merâk ediyor musunuz Onun için de bende ne kadar U-Boat kitabı varsa, hepsine baktım, IXC tipi denizaltılardan, Bremen'deki tersanede kızağa konmuş ve 12 Temmuz 1941 günü de denize indirilmiş. Devriye seferine '42 yılının baharında başlıyor, 27 Mart 1942 ile 11 Mart 1943 arasında yirmi altı gemi batırıyor, beşine de ağır hasar veriyor. 14 Temmuz 1943 günüyse, Azor Adaları'nın güneyindeki Amerikan Santee uçak gemisinden havalanan TBM Avenger ve F4F Wildcat modeli uçaklar tarafından batırılıyor.
Faik Sabri'nin yolculuğu İzmir, Pire ve Atina ile başlıyor, Telamon İzmir'de üç buçuk gün kalıyor, oradan gemiye kuru üzüm, palamut ve lale soğanları yükleniyor. Üstâdımızın Pire'yi Galata'nın on beş sene öncesine benzetmesi ilginç, Pire ile Atina arasıysa birer ikişer katlı küçük evlerle dolmuş, meğerse o evler mübadillere verilmiş. Atina'yı dolaşıyorlar, sonra Girit'in Kandiye iskelesi, Kandiye'de gemiye şarap yükleniyor. Katakolon, Zanta ve Argostolion. Tunus'a uğranılacakken şirketten gelen telgraf üzerine Lizbon'a dümen kırıyorlar. Faik Sabri Bey Lizbon'a bayılıyor, oradaki kitap merâkından bahsettiği satırlarsa mecânin-i kütübü heyecânlandıracaktır.
KÜLÇE ALTIN YÜKLÜ EGYPT BATIĞININ YANINDAN GEÇMİŞ: Kelt Denizi'nde tam da Bretonya'daki ünlü Ar-Men deniz fenerinin yirmi sekiz deniz mili kadar açığında Artiglion isimli bir İtalyan tahlisiye gemisine rastlıyorlar. Meğerse külçe altın yüklüyken 20 Mayıs 1922 günü bir vapurla çarpışarak batan Egypt isimli isimli posta vapurundaki yüz otuz beş milyon frank değerindeki altınları çıkarmaya çalışıyormuş. Merâk bu ya, hemen bu kaza üzerine de biraz araştırma yaptım, P&O nakliye şirketine ait Egypt gemisi 1897'de inşâ edilmiş, 19 Mayıs'ta Essex'ten yola çıkmış, 20 Mayıs'ta kesif bir sisin içinde kalmış. Telamon'un Artiglion'a rastladığı yerdeyken, Seine isimli bir gemi hızla Egypt'in iskele tarafına çarpmış, yirmi dakikadan daha kısa sürede batan Egypt'in üç yüz elli iki yolcusundan seksen altısı ölmüş. Egypt'in enkazını '30 yılında dalgıç Alberto Gianni bulmuş, işin ilginç kısmı, Telamon Artiglion'a rastladığında Alberto Gianni'nin de Artiglion'da olmasıdır. Batıktan '35'e kadar altınların yüzde doksan sekizi çıkarılmış.
Artiglio gemisini geçtikten sonra Telamon da siste kaybolunca kaptan yol kesip cankurtaran sandallarını hazırlatıyor. Herkes korku içinde bir gün geçirir, sonunda Eastbourne açıklarındaki Royal Sovereign fenerinin inek gibi böğüren sis düdüklerini işitirler, bütün gece siste ağır ağır yol alırlar. Ancak sabah North Henderson fenerinin sis düdüğüyle Felemek açıklarında olduklarını anlarlar. Telamon'un kaptanı kırk üç saattir yerinden ayrılmamıştır, onları sağ salim Amsterdam'a ulaştırır.