Yeni cezalarımız hayırlı olsun

Yeni trafik cezalarına caydırıcı olması açısından bakıldığında olumlu olacağını kabul etmek gerekir ancak zaman zaman yazdığım gibi cezalar kağıt üzerinde kalırsa yine caydırıcılık sağlamayacaktır. Geçen yıllar için dikkat çektiğim husus, trafik cezaları bir tek "hız sınırını aştın" cezası idi. Bomboş yola, bırakalım yayayı, yabani hayvanın bile geçmediği yola 30-50 km hız sınırı koyup, boş yolda geçip giden araçlara ceza yazmak, trafiğin denetim altına alındığı anlamına gelmemiştir. Tepesine çakar takan bağıra bağıra giden yetkisize, trafiğin en yoğun olduğu işe gidiş, işten dönüş saatlerinde şehir içinde tur atan TIR'lara, ana caddeye iki-üç şerit halinde yan yana park edene niye müdahale edilmediğini zaman zaman sormuştum.

Haberin Devamı

İnanılmayacak bir hususa da yeni tanık oldum. Bir hafif ticari aracın tekerleklerinin orta noktasına bijonlarla sabitlediği sivri demir çubuklar bağladığını gördüm. Bunun manasının ne olacağını çözemedim, ancak tek yönü sabittir ki yanında seyredecek her aracın lastiğini boydan boya yırtma aparatı olmaktan başka bir işe yaramayacağı kesin olan bu durumda trafikte sere serpe dolanmaktaydı.

Neticede beklentimi ifade edeyim, yeni cezalar caydırıcı olacak, bu kesin. İyi ama tatbik edildiği takdirde. Şayet nüfusu 20 milyonu bulmuş İstanbul'un trafiğinde en sıkışık zamanda TIR'ların sere serpe dolaşmasına göz yummak, trafiğin aktığı yollara iki sıra üç sıra parka engel olmamak, yoğun trafiğin arasında şeritler arasında dans etmek ve bunlar gibi hallere engel olunmayacak ise ve iş sadece "hız sınırını 1 km aştın" cezasına dönecek ise ben işe yarayacak bir sonuç beklemiyorum. Cezalar, hatalı davranışları engellemeye yaradığı gibi suç kabul edilen iş ve işlemleri yapanların da cezalandırılması demek olmakla uygulandığı takdirde varlığı önem arz eder. Aksi halde kağıt üzerinde kalmaya mahkumdur.