Son günlerde gündemde olan bir husus da sokak hayvanları. Bu konuda çok yanlış bilgiler yağıyor. Sokak hayvanlarının saldırgan olduğu, tehlike arz ettiği, toplumdan tecrit edilmesi gerektiği gibi yanlış iddialar ileri sürülüyor. Ben de bugün bunun aksini savunacağım ama insan içinde doğmuş ve büyümüş sokak hayvanlarının elbette saldırganlık deyince özellikle köpeklerin durumu hakkında yeni yıla girmişken bir iki şey söyleme ihtiyacı duydum. Öncelikle bir gerçeği hatırlatayım. Şehir hayatı içinde insanlara çok yakın bir konumda doğmuş, onların arasında büyümüş köpekler, insana alışkın olduğu için saldırganlık eğilimi göstermez. Ancak bazı haddini bilmezler sahibi bulundukları köpeği, bir barakada tek başına insandan arındırmış vaziyette uzun süre aç bırakıp besleyeceği zaman gıdasına rahatsız edici maddeler katarak beslediklerinde saldırgan bir hayvan karakteri yaratırlar. Bu özel eğitim kasten yapılır, hayvanın saldırgan olması sağlanır. Geçen gün gazete haberi vardı. Kulakları kesilmiş köpekler dövüştürülüyor. İşte insanların yarattığı saldırganlık... Yine bir gazete haberinden söz edeyim. Rize Çamlıhemşin'de vatandaş, tilkiyi eli ile besliyor.Düşünün vahşi hayatta yaşamış bir hayvan insanlara bu kadar çabuk yakınlık gösterebiliyor. Oturduğum sitede karışık ırk bir sokak köpeği vardı. Her sabah yürüyerek okula giden çocuklara refakat eder, onları okula bırakır geri dönerdi. Bu hayvanların içinde insanlara bu kadar yakınlık vardır, bunu