Canımız yanıyor

Günlerdir canımız yanıyor. Orman yangınlarına değinmeden geçemeyeceğim.

* * * * *

6831 Sayılı Orman Kanunu'ndan önce anayasamıza bir bakmak gerekir. Anayasa 169: Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz. Orman sınırlarında daraltma yapılamaz. Görüldüğü gibi ormanlarımız öncelikle anayasamız tarafından koruma altına alınmıştır. Bunun yanında önemine binaen bir de ormanlarımız için özel yasamız vardır . 6831 Sayılı Orman Kanunu: Devlet ormanlarında: A) Yetişmiş veya yetiştirilmiş fidanları kesmek, sökmek, ekim sahalarını bozmak, yaş ağaçları boğmak, yaralamak, tepelerini veya dallarını kesmek veya koparmak veya ağaçlardan yalamuk, pedavra, hartama çıkarmak; B) Dikili yaş veya kuru ağaçları kesmek veya bunları kökünden sökmek veya bunlardan kabuk veya çıra veya katran veya sakız çıkarmak, yatık veya devrik ağaçları kesmek veya götürmek, kök sökmek, kömür yapmak yasaktır. Yangın görmüş ormanlarla, gençleştirmeye ayrılmış veya ağaçlandırılmış sahalarda hiç bir surette hayvan otlatılamaz. Ormanların içinde veya yakınında ateş ve yangın belirtisi görenler bunu derhal orman idaresine veya en yakın muhtarlığa, jandarma dairelerine veya mülkiye âmirlerine haber vermeye mecburdurlar. Dikiliden ağaç kesenler, kökünden sökenler veya hayatiyetini sona erdirecek şekilde boğanlar, ağaçlardan yalamuk, pedavra, hartama çıkaranlar üç aydan beş yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır. Ağaç kesme ve sökme fiillerinin işlenmesinde motorlu araç ve gereçler kullanılması halinde verilecek ceza bir kat artırılır. Ancak, fidanlar hakkında bu hüküm uygulanmaz. Bu kanunun 19'uncu maddesi hükümlerine aykırı olarak ormanlara izinsiz hayvan sokanlarla, ormana başı boş hayvan girmesine sebep olanlara beher kıl keçi için altı Türk Lirası, büyükbaş hayvanların beheri için üç Türk Lirası, küçükbaş hayvanların beheri için bir Türk Lirası idarî para cezası verilir. Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak orman yangınına sebebiyet verenler üç yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak failin yangının söndürülmesine ve etkilerinin azaltılmasına yönelik çabaları veya meydana gelen zararın azlığı göz önünde bulundurularak, verilecek ceza yarısına kadar indirilir. Kasten orman yakan kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve 1000 günden 10 bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Suçun, yangına müdahalenin geciktirilmesi veya yangının söndürülmesinin zorlaştırılması amacıyla ve bu amacı gerçekleştirmeye elverişli olacak yer, zaman veya şartlarda işlenmesi halinde faile verilecek ceza yarı oranında artırılır. Düşününüz ki ormanlarımıza otlatmak için hayvan sokmak yasakken, bizim ormanlarımız günlerce süren yangınlarla yok oluyor. Bu bir hayvanın otlaması ile kıyaslanabilecek bir felaket mi Biz ormanların tahribinde günahsız hayvanların otlamasını suç olarak görürken yangın çıkaran kişi, söndürmeye yardım ederse bir de mükafatlandırıp cezasını yarıya kadar indiriyoruz. Peki dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranan kişi suçlu ise bu kişi sadece anız yakan veya ormanda mangal yakan kişi midir Ciğerlerimizin yandığı bugün bu yangınlar sadece bu nedenle mi çıkmıştır Acaba neden başka sebepler gündeme gelmiyor Bakalım daha neler göreceğiz ve ülkenin önemli varlığının yok olması sadece beş-on yıl hapisle üç beş kişinin cezalandırılması ile telafi edilebilecek mi Mesele sadece yanan ağaçlar değil, yanan orman hayatı, yaban hayvanları, iklime olumsuz etkisi, susuzluk, hava kirliliği, daha ne olsun