Ayıyı severdik

Oturduğum sitede bir zamanlar bir köpek vardı, karışık ırk bir sokak köpeği. O köpek sabahları okula giden çocukların peşine takılır, onları okula kadar götürür, sonra geri döner diğer çocuklara yetişir, onları da okula kadar korurdu. Ona mama verdiğimizde, önce küçük köpeğin yemesine izin verir kenara çekilir, sonra artanını yerdi. Peki o köpeğe ne oldu biliyor musunuz

Zehirleyip, öldürdüler. Yani bugün mesele zararlı hayvanların öldürülmesi değil, insana bu kadar yararı dokunanların bile öldürülmesi. Neden Hiç zahmete katlanmayalım, kısırlaştırma ile uğraşmayalım, neticede bir hayvandır. Hayır bir hayvan değil bir candır, yani benim kadar yaşamaya hakkı vardır.

strong class"read-more-detail"Haberin Devamı

Biz çocukluktan öyle yetiştik, şimdi inanamayacağınız bir şey anlatacağım. Bizim nesilde biz şehrin sokağında ayı severdik, biliyor musunuz Evet, bildiğiniz ayı. Çocukluğumda bazı kişiler ayı oynatıcısıydı. Bir ayıyı sokak sokak dolaştırır, seyirci bulacağını ümit ettiği yerde tef çalar, ayıyı oynatırdı. Ayı nasıl oynar Efendim, ayı küçükken bunu alırlarmış, sıcak sacın üzerine hayvanı bastırır, hayvan ayağı yanınca zıplamaya başlar, o arada karşısında tef çalarlarmış. Bir-iki defa bunu yaptığında sonrasında ne zaman tef çalmaya başlasa hayvan ayağı yanacak zannedip zıplamaya başlarmış.

İşte mahalleye getirilen ayıya sahibi tef çalmaya başlayınca ayı zıplamaya başlardı. Sonra ayının burnuna takılı hızmaya bağlı zincirin ucunu tutan sahibi ayının etrafından dönmeye başlar, ayı da zıplaya zıplaya döner, göbek atıyormuş gibi bir durum ortaya çıkardı. Sonra sahibi çevrede toplananlara tefini uzatır para toplardı. Göbek atma işkencesi bittiğinde de biz çocuklar ayıyı sever okşardık. Sesini çıkarmazdı. Bize "beni kurtarın" der gibi bakardı, yani ayıyla bile dosttuk. Neyse ki sonunda bu durum yasaklandı, ayıcıklar da kurtuldu, doğal hayatına döndü.