Yangın ve körük

Helikopter kazasında yaşamını yitiren İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisî, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir-Abdullahiyan ve diğer altı kişinin cenazeleri, İran'da günler süren tantanalı merasimlerin ardından toprağa verildi. İranlı General Kâsım Süleymânî'nin 2020'deki cenaze töreninde yaşanan izdihamlarda en az 56 kişinin öldüğü, 200'den fazla kişinin de yaralandığı hatırlandığında, Reisî ve beraberindekilerin çok daha sakin bir atmosferde uğurlandığı söylenebilir. Yine de cenazedeki mühim bir detay, tarihî ve güncel bağlamları çerçevesinde özellikle konuşulmaya değer:Tebriz'deki ilk törenlerin ardından sıra Tahran'a geldiğinde, İran rejiminin önde gelen ağıtçı ve meddahlarından Mansur Arzi sahne aldı ve -Şiî geleneklerine uygun biçimde- duygu tonu oldukça yüksek bir konuşma yaptı. Devlet televizyonlarının da canlı yayınladığı konuşmasında Arzi, Reisî'nin helikopter kazasında yanarak öldüğünü belirtip, "Fâtıma Annemiz de yanmıştı!" ifadesini kullandı. Aynı merasimde konuşan bir başka isim de "Bu azizler, Fâtıma Zehrâ'ya gönül verdiler. Ve bedeni kapıyla duvar arasında kalıp yanan anneleri Hz. Fâtıma gibi yanarak can verdiler!" dedi. (Bu detaylardan bizi haberdar eden sevgili kardeşim Âdem Yılmaz'a müteşekkirim. Kendisinin, Şiî inancında yas kültürü ve ağıtçıların rejim tarafından siyasî bir hoparlör olarak nasıl kullanıldığını anlattığı "Meddahlar" adlı kıymetli eserini de bu vesileyle yeniden tavsiye etmiş olayım. Ketebe Yayınları, 2023).Burada Hz. Fâtıma'nın "yanarak" vefat ettiğine dair vurgular mutlaka dikkatinizi çekmiş hatta sizi irkiltmiş olmalı. Gerçekten de hafızalarımızı yokladığımızda, Hz. Peygamber'den yaklaşık altı ay sonra ebedî âleme göçen Hz. Fâtıma'nın normal biçimde terk-i dünya ettiğinden başka bir bilgimiz yok. Elimizdeki bütün sahih tarih ve Siyer kaynaklarında bu şekilde kayıtlı. Ancak her tarihî hadisede kendi paralel anlatımını üreten Şiî inancı, süreci bambaşka biçimde aktarıyor. İddialarına göre:Hz. Ebûbekir'in halife seçilme sürecine nezaret eden Hz. Ömer, Hz. Ali'nin hilafete geçmesi için Hz. Fâtıma'nın evinde alternatif bir toplantı düzenlendiğini haber alır. Doğruca oraya gider, kapıyı zorla açar, Hz. Fâtıma'yı yumruklayıp kaburga kemiklerinikırar; çıkarken de evi ateşe vererekHz. Fâtıma ve beraberindekilerin yanarak ölmesine neden olur.Yakın döneme kadar "Gulât" dediğimiz aşırı Şiî fırkaların fısıltı yoluyla yayageldiği bu deli saçması anlatı, bugün artık İran devletinin resmî himayesi altında kitlelere zerk ediliyor. Türkiye'deki İrancıların, bu türden rivayetlerin Şia nezdinde "asla ve kat'a" kabul görmediği, İran'ın mezhepçilikten uzak durduğu ve söz konusu söylentileri "İngilizlerin" yaydığı yönündeki gülünç ısrarına rağmen, Reisî'nin cenaze töreninde yaşanan sahneler, Hz. Ömer'e atılan bu korkunç iftirayı İran devletinin de resmen sahiplendiğini gözler