Evet, ümmetçiyiz

Eğitim camiasından bazı isimlerle istişare toplantısındaydık. Ortamdakilerden biri söz aldı, doğrudan bana dönerek "Hocam, artık ümmetin modası geçti. Ümmetçilik fikri iflas etti. Bundan sonra artık millet fikrine dönmek gerekiyor" deyiverdi. Ümmetle milleti -sanki ikisi birbiriyle çelişiyormuş gibi- kafa kafaya tokuşturmak epeydir süre gelen bir akım malum, dolayısıyla muhatabım aslında bana şunu söylemek istiyordu: "Demode fikirlerinden artık kurtul. Ümmetçilikten vazgeç. Doğru yolu bul!" Gülümsedim.

Kendimden emin olduğum ve belli bir fikrî sürecin neticesinde zihnimi netleştirdiğim konularda, karşımdakiyle asla laf yarışına girmem. Çok mecbur kalırsam söyleneni usulen dinlerim, sonra gülümseyip geçerim. Böylece münakaşa daha başlamadan biter, ateş düşer. Muhatabım beni ikna ettiğini sanıp sevinir, ben söz uzayıp vaktim boşa gitmediği için sevinirim; iki taraf da mutlu olur.

Ama burası Türkiye. Bazen, ne kadar isteseniz de bazı tartışma ve polemiklerden kaçamıyorsunuz. Hatta öyle ki, sırf samimi fakat aklı karışmaya meyyal genç kardeşlere ışık tutabilmek için, kendinizi ve pozisyonunuzu savunmak durumunda kalıyorsunuz. Mesela şöyle:

•Evet, ümmetçiyiz. Bu, utanılacak veya çekinilecek bir şey değil. Aralarındaki bütün etnik, kültürel ve coğrafî farklarla birlikte, Müslümanları tek bir ümmet olarak düşünüyor, bu ideale inanıyoruz. Müslümanları "bir vücudun organları gibi" birbirine bağlı ve "bir binanın tuğlaları gibi" birbirini destekleyen bir bünye şeklinde tasavvur ediyoruz. Müslüman kalpler arasında, her türlü zahirî engeli aşan evrensel bir iletişim ağı olduğuna kaniyiz.

•Mağripten maşrıka Müslümanların birbirini tanıması, dertleriyle dertlenmesi ve problemlerinin çözümüne kafa yorması gerektiğini düşünüyoruz. Ümmetçiliği, uluslar ve sınırlar üstü bir dayanışma şemsiyesi olarak anlıyoruz. Filistin'den Doğu Türkistan'a, bölge ve millet fark etmeksizin, İslâm nazarında her haklı dava bizimdir ve her açıdan bizi ilgilendirir.

•Ümmetçilik, güncel polemiklere ve kısır siyasî çekişmelere kurban edilemeyecek kadar önemli ve hayatî bir ülküdür. Ümmetçilik, bir sorumluluk bilincinin adıdır. İnsana ve dünyaya dair her türlü kaygılarımız, ümmetçiliğin sınırları ve bağlamı içindedir. Dolayısıyla, ümmetçilik Müslümanları da aşan bir kapsayıcılığa sahiptir.

•Ümmet ve millet mefhumları, birbirinin düşmanı, alternatifi veya antitezi değildir; hatta birbirini tamamlar özelliktedir. Bir Müslüman hem ümmetçi olabilir hem de kendi milletine kıymet atfedebilir. Millet fikrini dışlayan ümmetçilik, yerel dengelerden kopar ve kendi yakın çevresine yabancılaşır. Sadece millete odaklanan bakış ise, ait olduğu büyük aileyi ve onu sevmenin getireceği nice fırsatları gözden kaçırır. İkisi beraber ve yan yana yürümelidir.