Ulu Hakan

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdülhamit zamanında "bir gram yer kaybetmediğimiz" şeklindeki iddiasını sürdürüyor. Daha önce de söylemişti. Bu defa, aksini yazan tarihçileri de aşağılıyor:"Sultan Abdülhamid, 33 sene gram yer kaybetmeden Osmanlı'yı yönetti. Ama gel gör ki şimdi utanmadan-sıkılmadan 'tarihçiyim' diyenler falan maalesef şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar."Kim bu tarihçiler Dönemin uzmanı olan tarihçiler mi Şükrü Hanioğlu, İlber Ortaylı, Deniz Akarlı, Zafer Toprak, Kemal Karpat, Selim Deringil, Gökhan Çetinsaya, Metin Hülagu, Vahdettin Elgin Bunlara 'merd-i kıpti' imasıyla "şecaat arzediyor" denilebilir mi!Hangisi toprak kaybetmedik diyorAbdülhamid'in mahir bir diplomat ve eğitimde modernleşmeci olduğu muhakkak. Hatta kendisini Tanzimat reformlarının devamcısı olarak tanımlamış, ülkenin çıkış yolunun "Avrupa medeniyet-i hâzırasının bir an evvel memleketimize ithali" olduğunu ifade etmişti. (Meclisi açış nutku, 20 Mart 1877)Şeyhülislam'ın itirazına rağmen kız okullarını açmaya devam etti.Fakat rejimi "otokrasi"dir, Mehmet Akif'in, Said Nursi'nin, Şehbenderzade'nin ifadesiyle "istibdat"tır, zamanındaki toprak kayıpları da büyüktür.İNALCIK NE DİYORBu tablo tarihin, tıpkı zamanımız gibi, ne kadar karmaşık olduğunu, ideolojik ak veya kara damgalarının yanlışlığını gösterir. Bu yüzden "Ulu Hakan" diyerek Abdülhamit zamanını, "Ulu Önder" diyerek Atatürk zamanını sorunlarıyla, başarılarıyla ve başarısızlıklarıyla birlikte objektif gözle değerlendirmek, dersler çıkarmak mümkün olmaz.Günümüze de objektif gözle, analitik zihniyetle bakamayız, kör kutuplaşmayı sürdürürüz. Böyle de oluyor maalesef.Abdülhamid zamanında toprak kaybedilmedi diyen tek tarihçi var mıKuzey Afrika'nın kaybını ve 1877-78 Rus harbindeki kayıpları saymasak bile, 1882'de Mısır'ın, 1885'de Doğu Rumeli'nin kaybı çok büyük kayıplardır ve Abdülhamid hiçbir şey yapamadı, yapamazdı da.Kayıpların, çöküşlerin sebeplerini araştırmak elbette gereklidir ve zihin açıcıdır. Ama yok saymak hem gerçeğe aykırıdır hem yanlış ezberdir.Osmanlı'nın bir "orta çağ imparatorluğu" olduğunu söyleyen merhum hocamız Halil İnalcık'a "şecaat arz ediyor" denilebilir mi! Çöküşün, kayıpların esas sebebi buydu. Merhum Yılmaz Öztuna'nın yazdığı gibi Osmanlı modernleşmesi sayesinde imparatorluk 19. Yüzyılda dağılıp gitmemiş, 20. Yüzyıla ulaşmış ve bu sayede Cumhuriyet Türkiyesi kurulabilmiştir.ABDÜLHAMİT REJİMİAbdülhamid'in eğitim ve idari modernleşme konusundaki büyük hizmetlerine rağmen, "idare-i şahsiye" (otokrasi) yolunu tercih etmesi, devletin modern kurumlaşmasını yavaşlattı. Modern kurumlaşma yönünde İslamcı aydın Tunuslu Hayrettin Paşa'nın