Toplu iğne hikayesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün konuşmalarında kendisinden önceki dönemleri küçümsüyor, kendi dönemini ise 'övme'den öteye propaganda dozunda abartılarla anlatıyor.

Altay tankının teslimi ve BMC Ankara Zırhlı Araç Üretim Tesisi'nin açılış törenindeki konuşmasında Erdoğan'ın sözleri şöyle:

"Sizi 25 yıl geriye götürmek istiyorum. Ülkemizde bir toplu iğne üretemiyorduk. Ama şu anda hamdolsun silahlarını üreten bir Türkiye var."

Öyle mi.. Kesinlikle hayır.

2002: ELEKTRONİK, OTOMOTİV…

Hemen 2002 ihracatına baktım. 2002 yılı, Ak Parti'nin değil, Ecevit hükümetinin ve Kemal Derviş'in hanesine yazılacak bir yıldır. Zira Abdullah Gül tarafından kurulan ilk AK Parti hükümeti 2002'nin 28 Kasım'ında, ardından Erdoğan hükümeti 2003 yılının 23 Mart gününde güven oyu almışlardı.

2002 yılında Türkiye'nin ihracatı 35.1 milyar dolardı. AA, "tüm yılların ihracat rekorunun kırıldığını" belirtiyordu. İhracatın yüzde 93'ü "imalat sanayii ürünleri" idi. (AA, 28 Şubat 20003)

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı şu açıklamayı yapmıştı:

"İhracatta en yüksek artışların gözlemlendiği elektrik-elektronik, çimento ve toprak ürünleri ile hazır giyim ve konfeksiyon sektörleridir… Elektrik-elektronik ihracatı yüzde 33.6 artarak 3.4 milyar dolara, taşıt araçları ve yan sanayi yüzde 2.9 artışla 4.7 milyar dolara, hazır giyim ve konfeksiyon yüzde 22.7 artışla 9.1 milyar dolara çıktı…" (3 Ocak 2003)

Görüyor musunuz "toplu iğne üretemeyen" Türkiye'yi

ON YILLIK DÖNEMLER

Türkiye 1994 ve 2000 yıllarında ağır iktisadi krizler yaşadı. 2001'de Ecevit-Bahçeli-Yılmaz Koalisyonu, Kemal Derviş'i getirdi. Derviş bütün iktisat tarihinde en başarılı reformlardan birini yaptı.

2002 sonunda AK Parti, reforme edilmiş, finansmanı sağlanmış, Merkez Bankası bağımsız, kurumları güçlendirilmiş bir ekonomi devraldı. İktisatça Ege Cansen şöyle yazmıştı:

"Turgut Özal'ın damgasını vurduğu 1980-1990 on yılı, ekonomik bakımdan Türkiye'nin 'kazanç' devresidir. Süleyman Demirel'in damgasını vurduğu 1990-2000 arası ise ülkemiz için 'kayıp' yıllardır…

Önümüzdeki on yılın adı, sonuçlar ne olursa olsun, 'Erdoğan dönemi' olacağa benziyor… Erdoğan'ın şanslı bir insan olduğu muhakkak. Ekonominin toparlanmaya başladığı ve pek çok köklü tedbirlerin alındığı zor bir dönemden sonra iktidara geldi…

Çok büyük yanlışlar yapılmazsa, kısaca bütçe açıkları yaratacak popülist bir icraat sergilenmezse, kendiliğinden ortaya çıkacak ekonomik sonuçlar, AKP'nin başarı hanesine yazılacaktır…" (Hürriyet, 6 Kasım 2002)

Ekonomi bilimi böyle öngörü kazandırıyor…

İKTİDARIN ZIT İKİ ON YILI

AK Parti, ilk on yılda Derviş reformlarını korudu. Erdoğan ilk hükümet programlarında Merkez Bankası'nın bağımsızlığını ve "reel faiz'i savunuyordu. "Evrensel hukuk, Avrupa standartları" kavramlarını vurguluyordu. Ekonominin başında Ali Babacan vardı...

Enflasyon düşmeye devam etti. 120 milyar dolar yabancı yatırım geldi… Kişi Başı gelirimiz 3 bin dolardan on yılda 12.500 dolara çıktı.