Tarih, milliyetçilik, muhafazakarlık
Tarihe hamasetle veya husumetle bakmak, siyasete göre tarih icat etmek yaygındır. Fakat bir de sosyal bilim metotlarıyla araştırmaya dayanan 'tarihçilik' disiplini vardır.
Aradaki farkı basit bir örnek-olayla resmetmek mümkün.
İsmail Kahraman, Meclis Başkanı olduğu dönemde Roma'daki Türk Kültür Merkezi'ni gezerken, II. Mahmut'un davetiyle İstanbul'a gelen İtalyan müzisyen Giuseppe Donizetti'yi tanıtmak için de bir etkinlik düzenlendiğini öğrenir. "Donizetti Paşa" kapatılan Mehter yerine "Musika-i Hümayun" adıyla Osmanlı bandosunu kurmuştu. Kahraman'ın tepkisi:
"Düşünün, yılların Mehter'ini kaldırıyoruz, yerine Mızıka-yı Hümayun'u kuruyoruz. Niye Çünkü batılılaşıyoruz. Bu bizim kültürümüze ait bir gelişme değildir." (13 Temmuz 2016)
Kahraman'ın yerli-yabancı şablonundan baktığı bu olayı, milli tarihçiliğimizin büyük hocalarından merhum Prof. Osman Turan şöyle anlatır:
"Çok eski ve yüksek bir musiki kültürü olan Türkler, modern ordu icabı yeni bir musiki teşkilatı kurarken Garp müziğine de alışıyordu. Yeni askeri talim, yürüyüş ve kıyafetler için Mehterhâne müziği uygun düşmüyor ve Avrupai askeri musıki bu suretle giriyordu…" (Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi, cilt 2, s.267)
MAHMUT VE PETROBugün geriye bakarak denilebilir ki II. Mahmut Mehter'i gelenek olarak korusaydı, askeri eğitim için bandoyu kursaydı… Fakat bugün bizim için nostalji ve milli kültür unsuru olan Mehter, o zamanlarda artık dejenere olmuş Yeniçeriliğin bir unsuru olarak görülüyordu.
Asya imparatorluklarında "Yeniçeri" benzeri askeri kurumların tamamı, modernleşme sürecinde benzer şekilde şiddetle yok edildiler. Büyük Cevdet Paşa, "Streritz" denilen geleneksel Rus askeri ocağını imha eden Çar I. Petro ile II. Mahmut'u mukayese eder. II. Mahmut reformlarının başarısız kalmasını "Avrupa'yı gezip görmüş… yetişmiş adam yokluğu"na bağlar. (Tezakir, Tetimme, s. 219-221
En büyük tarihçi hocamız merhum Halil İnalcık, II. Mahmut'tan yüzyıl önceki durumu şöyle anlatır:
"Osmanlı devleti uzun ve pahalı savaşların ve Anadolu'daki yıkıcı kargaşalıkların altında ezilmiş, kaynaklarını kaybetmiş ve tükenmiştir. Devlet yeni koşullara elverişli bir uyum için gereken maddi ve manevi ögelerden yoksun olduğu gibi, gerçek bir reform yapamamıştır." (Devlet-İ Aliyye, cilt 1., s. 197)
Cumhurbaşkanı Erdoğan "şanlı ecdadımız" ve "200 yıldır taklitçilik" söylemini çok kullanıyor ama görüyorsunuz ki tarih o kadar basit ve kategorik değildir.
OSMANLI MORDERNLEŞMESİGeleneksel Osmanlı kurumları, medrese ve enderun, modern ihtiyaçlara, matematik ve fizik zihniyetine, haritacılığa, topçuluğa, gemiciliğe, ulaştırma hizmetlerine uygun personel yetiştiremiyordu.
Modernleşmeden başka çare yoktu. Modernleşmeyi modern-öncesi zihniyetle ve bir programdan ziyade acil ihtiyaçlara göre yapmak zorundaydı Osmanlı.