Siyasetin sınırı

Cumhurbaşkanı Erdoğan Danıştay'daki konuşmasında yine "sivil anayasa"dan bahsetti. Siyasetin alanını genişleten bir anayasa istedi. Sözleri şöyle:

"Yeni anayasa, sivil siyasetin alanını genişleterek ekonomiden sosyal hayata ülkemizin meselelerinin çözümünü daha da hızlandıracaktır."

Türkiye'de siyasetin alanı dar mıdır Erdoğan siyasetin daha hangi alanlara girmesini istiyor da anayasanın hangi maddeleri bunu engelliyor Bir açıklaması olmadı.

Bu mesele fevkalade önemlidir, hatta rejimin karakteriyle ilgilidir. Otoriter sistemlerde siyaset her alana müdahale eder. Demokratik sistemlerde ise siyasi ifade hürriyeti geniştir fakat siyasi yetkiler başta kuvvetler ayrılığı olmak üzere hukukla ve özgürlüklerle sınırlıdır. Anayasalar bunun için yapılır.
Hayek'in şu sözü anayasa hukukunun çıkış noktasıdır:

"İktidarın etkili bir şekilde sınırlandırılması toplum düzeninin en önemli meselesidir Demokrasi, diğer hükümet şekillerinden daha sıkı kısıtlamalara muhtaçtır. Zira çoğunluğu oluşturan küçük baskı gruplarından gelecek fiili baskıya daha fazla maruzdur" (Hukuk Yasama ve Özgürlük, İş Bankası Yay. s. 594)

Yani iktidara yakın çıkar grupları ve oy tutkusu.

Hayek, "en etkili tedbir tam bir kuvvetler ayrılığıdır" diye de ekler.

Bu durumda "siyasetin alanını genişletmek" ne anlama geliyor, hele de CB sisteminde

VESAYET DÖNEMİ

Türkiye'de askerlerin iktidarlara sınır çizdiği, hatta bir tür 'süper denetçi' gibi davrandığı dönemler yaşandı. Toplumsal ve demokratik gelişmenin yeterli düzeye ulaşmadığı aşamalarda görülen "vesayet" sistemi Bizde bu kavramı ilk Tarık Zafer hocamız kullanmıştı, Cumhuriyet rejimini anlatırken.

Kürt, irtica ve azınlıklar meselelerinde, hatta turizm afişlerinde bile askerin çizdiği alanlara siyaset karışamazdı.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, vesayet sebebiyle, rezervler koyarak imza atmıştık.

Bir parti kapatma davası açıldığında generaller Başsavcı'ya destek ziyaretleri yapardı! Hakim ve savcılara Genelkurmay'da "irtica brifingi" verilirdi! YÖK'te asker üye bulunur, her şeyi kontrol ederdi. 28 Şubat vesayetin zirvesiydi

O dönemde "siyaset alanının genişletilmesi" bir demokratikleşme hareketiydi. Uzun meslek hayatımda ben de daima kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı ilkelerini savunarak vesayete karşı çıktım.

Turgut Özal'dan itibaren her hükümet AB süreci için az veya çok sivilleşme adımları attı. AK Parti'nin ilk on yılındaki reformlarıyla vesayet sona erdi. Vesayetin kaldırıldığını iktidar da söylüyor. Öyleyse, "siyasetin alanını genişletmek" ne demek Bunu açıklamaları lazım.

SİYASETTEN BAĞIMSIZ ALANLAR

Demokratik hukuk devletinde siyaset yargıya karışamaz, hakim ve savcı tayinlerine de karışamaz. Bu gerekçeyledir ki, 2007'de Fransızlar