PKK'nın Lozan sorunu

PKK'nın silah bırakması elbette tarihi bir olay. Her şey bir kenara, bundan sonra gencecik bedenlerin "gök ekini biçer gibi" toprağa düşmeyecek olmasının kıymetini bilmek lazım.

Öcalan çok okuyan bir insan. İmralı'da çeşitli haber kaynaklarından olayları izlediği belli. Terörün miadını doldurduğunu epey bir zamandır görüyordu. İlk ç özüm süreci de böyle başlamıştı.

Türkiye açısından, neredeyse bütün ülke sathındaki şehitliklere yeni şehit cenazelerinin gitmemesi ve terörle mücadeleye tahsis edilen kaynakların ekonomiye yönlendirilmesi rasyonel bir düşünceydi.

Şartlar uygunlaştığında MİT'in tabii uzun araştırma ve müzakerelerle bir "silah bırakma ve fesih" programı hazırladığı, Dışişleri'nin de bunun diplomatik tarafını tanzim ettiği anlaşılıyor.

Eski öfkeli tavrı bilinen Bahçeli'nin öncülük alması da yolu açacaktı.

Nihayet, PKK silah bırakma ve fesih kararını açıkladı.

BİTMEDİ, BAŞLIYOR

PKK'nın açıklaması, silah bırakan bir örgütten beklenecek dikkat ve itina ile değil, militan bir örgütün öfkesiyle yazılmış. Sadece silah bırakıyor, fakat silah kadar keskin ve provokatif bir dille siyaset yürüteceğini gösteriyor.

Silah bırakma açıklamasında, Türkiye'nin varlık senedi ve milyonlarca vatandaş için 'yüksek milli değer' niteliğinde olan Lozan Antlaşmasına saldırıyor:

"Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı!.."

Sonra Sonrası, "Lozan Antlaşmasının ve 1924 Anayasasının öncesini referans alarak" siyasi mücadele!.. Hem de "daha bilinçli ve örgütlü biçimde" ve "seferberlik ruhuyla komünal demokratik toplumu inşa" etmek!

'Komünal demokratik toplum' yani KCK Sözleşmesi'ndeki Kaddafi'nin "cemahiriye"sine benzer bir Üçüncü Dünya sosyalizmi!

NEYİN GÖSTERGESİ

Öcalan, 25 Şubat tarihli silah bırakma ve fesih açıklamasında PKK'nın doğuş sebepleri arasında "Kürt realitesinin inkarı"nı da zikretmiş ama Lozan'a ve 24 Anayasası diyerek üniter devlet kavramına saldırmak gibi bir tahrikten dikkatle uzak durmuştu. Hatta "ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler"in çıkar yol olmadığını söylemişti. Öcalan bunların yerine, KCK sözleşmesinde, dünyadaki Kürtleri kapsayan bir yaıı-sivil örgütlenme düşünüyor ama özenli bir diplomatik üslup kullanıyor.

Lozan'ı elbette tartışanlar çıkabilir, var da Fakat daha yolun en başında Lozan'a saldırmaları, silah bırakanların nasıl bir siyaset yürüteceklerine dair son derece esef verici bir işarettir.

Silah bırakma ve fesih kararı ile "barış tomurcuklarının açması" elbette kutlanacak bir gelişmedir ama Bahçeli'nin, PKK açıklamasında Lozan'a saldırılmasına bir şeyler demesi beklenmez miydi Gerekmez miydi- Zira bu aşamada süreç üzerinde en etkili olabilecek isim odur.