Önümüzdeki 4 yıl

Mahalli seçimleri iktidarın kaybetmesi hem iktidara iyi bir ders oldu, nitekim bizzat Erdoğan "kan ve ruh" kaybettikleri için bu sonuçla karşılaştıklarını söyledi

Hem ülkemiz ve demokrasimiz için iyi oldu.

Önümüzdeki dört yılda üç faktör, Türkiye'nin geleceğini belirleyecek: Bir, ekonomi İki, iktidarın tavrı Üç, seçimden birinci çıkan CHP'nin tavrı

EKONOMİ NEREYE

Seçimlerden sonra fırlaması beklenin döviz sakinleşti. Hatta, dövizi frenlemek için Ocak'tan beri 22 milyar dolar satan Merkez Bankası, bu defa, dövizin daha aşağı gitmemesi için döviz almaya başladı.

Şimşek'in politikalarının devam edeceğinin açıklanması, piyasalarda "faiz sebeptir" yanlışına geri dönülmeyeceği yolunda güven yarattı.

Fakat bu, önümüzdeki dört yılın çok zorlu geçeceği gerçeğini değiştirmiyor. "Güven" dediğim şey, "kemer sıkma"nın devam edileceğine güvenilmesidir! Çünkü CB sisteminde seçim kazanmak için saçılan "müjdeler" kaynakları tüketti, kemer sıkmaktan başka çare yok!

Fakat Erdoğan'ın elinde dört yıl gibi bir fırsat da var. Uygulanan program disiplinli olarak dört yıl sürdürülürse, 2028 seçimlerine enflasyonu mağlup etmiş bir Türkiye'de gireriz! Ancak, her halde "acı ilaç"ın acıları tam dinmeyeceğinden iktidar için 2028 seçimleri, çantada keklik sayılamaz.

AK PARTİ NEREYE

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "kan ve ruh kaybettik" dediği konuşmasını okumuşsunuzdur. Erdoğan, CHP'nin gerisine düşmenin sebeplerini "hayat pahalılığı, kibir hastalığı, aday tespitinde hatalar" gibi faktörlere bağladı. Sanki doğru politikalar izlenmiş de bu gibi davranış kusurları yüzünden seçim kaybedilmiş gibi

Halbuki "hayat pahalılığı"nın kaynağı, "faiz sebeptir" denilerek uygulanan ve verimlilik yerine tüketim artışıyla büyümeyi sağlayan yanlış politikalardır. "Kibir hastalığı" sözünün siyaset bilimindeki karşılığı "güç zehirlenmesi"dir. Bu konuda David Owen'in "Hubris Syndrome" adlı kitabı vardır. Bush ve Blair'deki güç zehirlenmesinin onları Irak savaşına sürüklediğini anlatır. Halbuki güçleri, hayallerindeki sonucu almaya yeterli değildi.

Ak Parti örneğinde bu olay, hiçbir piyasa aktörünün inanmadığı "faiz sebeptir" türü politikaların CB sisteminde "denetimsiz ve dengesiz" bir güçle uygulanmasıdır.

İktidar kan kaybetti evet, ama "ruh" kaybına gelince; bu muhafazakarlığın azalması değildi, aksine tarikat şeyhlerini ziyarete kadar gidildi. Kaybedilen, ilk on yıldaki "reform" ruhuydu. Mehmet Şimşek'in "tek sebep ekonomi değil" sözü doğrudur. Hukuk ihlalleri, otoriterleşme, adaletin hali, yolsuzluk, kayırmacılık

İlk on yıldaki, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni esas alan "ruh"a dönmek, mesela 2001 Programı'ndaki kuvvetler ayrılığını, yargı ve Merkez Bankası bağımsızlığını içine sindirmek, bu iktidar için kolay değil.