Netanyahu'nun hukuka karşı savaşı
Aşırı sağcı İsrail Başbakanı Netanyahu iktidar üzerinde yargı denetimini kısıtlayarak, Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerini daraltan ve yargının tarafsızlığına müdahale eden "yargı reformu" 2023'ün Ocak ayında aşırı sağcı Adalet Bakanı Yariv Levin tarafından kamuoyuna açıklanmıştı. Büyük kitlelerin protesto gösterileri aylarca devam etmişti. Avrupa ve Amerika'dan tepkiler gelmiştiFakat bütün tepkilere rağmen 12 Temmuz'da İsrail Parlamentosu Knesset'en geçirerek yasalaştırmıştı. Buna göre, özetle:
İsrail Anayasa Mahkemesi, "temel kanunlar"ı ve hükümet işlemlerini "ölçülülük" ilkesine aykırı bularak iptal edemeyecekti.
Dikkatinizi çekerim, "ölçülülük", hukuk ilmine son yarım asrın kazandırdığı yeni bir ilkedir. AİHM ve bizim AYM tarafından da uygulanan evrensel bir hukuk normudur
Yargı yetkisini daraltmakla kalmıyor, tarafsızlığına da müdahale ediyordu. Yargıç atamalarında bağımsız kurumların yetkisini daraltıp hükümete yetki veriyordu... Bu Polonya ve Macaristan'da da görülmüştü; yargı kadrosunu siyasallaştırarak yargıyı denetim altına almak
İKİYE BÖLÜNMÜŞ TOPLUM
Ama İsrail Anayasa Mahkemesi, 29 Aralık'ta tek oy farkıyla, 7'ye karşı 8 oyla bu kanunu iptal etti! Bu tek oy, Anayasa Mahkemesi'nin kadın başkanı Esther'tur. Liberal İsrail gazetesi Haarets "İsrail'in kırılgan demokrasisini kurtaran kadın" başlığıyla bir tahlil yayınladı. (1 Ocak)
Reuters'in haberine göre, Mahkeme'nin iptal kararında, "temel kanunlar"ı yargı denetiminin dışında tutmanın "İsrail'in ana karakteri olan demokratik devlet niteliğine görülmemiş çapta ağır hasar vereceği" belirtiliyor.
Buna karşılık, Netanyahu ve dinci, siyonist bakanları AYM'ye hücüm ediyorlar. Netanyahu'nun Likud Partisi, AYM'yi "savaş sırasında halkın birlik ve beraberlik iradesine karşı" durmakla suçluyor. Aşırı sağcı Finans Bakanı Bezalet Smotrich, AYM'nın iptal kararı "aşırı ve bölücü" diye suçluyor (2 Ocak)
Gerçekten İsrail toplumu İsrail bayrağı ve Yahudi kimliği altında birleşmiş olsa da devletin nasıl idare edileceği, temel hukuki prensiplerin neler olması gerektiği konusunda keskin bir şekilde ikiye bölünmüş durumdadır.
Şu satırları New York Times'dan aktarıyorum:
"Netanyahu'nun müttefikleri ve destekçileri İsrail'in daha dindar ve daha milliyetçi bir devlet olmasını istiyorlar. Muhalifler ise daha seküler ve çoğulcu bir toplum vizyonunu destekliyorlar ve hükümeti, çoğunluğun her ne isterse yapacağını söyleyerek demokrasiyi yıkmakla suçluyorlar." (1 Ocak)
İSRAİL NEO FAŞİZMİ