MÜSİAD ne diyor

MÜSİAD Başkanı Burhan Özdemir ekonomi konusunda önemli bir raporu açıkladı. Hem Özdemir'in sözlerini hem açıkladığı raporu "reformlar olmazsa kalkınma olmaz" şeklinde özetlemek mümkün.

İşte Özdemir'in, Kemal Derviş reformlarını da kapsayan sözleri:

"2000'lerde hayata geçirilen birinci nesil reformların ardından, 2010'larda küresel parasal genişleme döneminde ikinci nesil reformların hayata geçirilmemesi, Türkiye'yi verimsiz bir büyüme sürecine itti…"

Bu gerçeğin MÜSİAD tarağından ifade edilmesi elbette önemli.

BÜYÜMENİN KALİTESİ

MÜSİAD ve UTESAV için iktisatçı Prof. Nurullah Gül tarafından kaleme alınan rapor, "Orta Gelir Tuzağından Çıkış, Etkin Kapasite Kullanımı, Verimlilik Artışı ve Yeni Rekabet Alanları" başlığını taşıyor.

Katılmadığım bazı yönleri olsa da çok değerli bir rapor. Okumanızı tavsiye ederim.

Sırf raporun başlığındaki kapasite, verimlilik ve rekabet kavramları bile, iktidarın kabaran rakamlarla övünen propaganda dilinden çok farklı bir iktisadî rasyonelliği yansıtıyor: Kapasite kullanımını, verimliliği ve rekabet gücünü artırmadan sağlanan büyüme, sorun getiriyor…

Cumhurbaşkanı'nın "kişi başı milli gelirimiz 17 bin dolara ulaştı" diye konuştuğu gün açıklanan raporda, 2012'oen sonra yapılması gereken "yeni nesil reformlar"ın yapılmadığı anlatılarak son on yılık ekonomi politikası şöyle tanımlanıyor:

"Bu dönemde… büyümenin kalitesi anlamında istenen sonuçlar elde edilemedi ve üretkenlik artışına dayanmayan bir büyüme performansı sergilendi. Tüm bunlara bağlı olarak ekonomik büyümenin oynaklığı arttı, TL'de ciddi değer kayıpları yaşandı ve enflasyon çift haneli seviyelere yükseldi." (s. 43)

Bu noktada Daron Acemoğlu'nun on yıl önceki şu sözlerini hatırlamalıyız:

"Türkiye'nin daha fazla büyümesi lazım. Verimlilik artışı sıfır ya da eksi. Bu şekilde Türkiye'nin kendi zenginliğini artırması mümkün değil. Büyüme, tüketime giderek hız verilmesinden geliyor. Yatırımda, verimlilikte artış yok. Ne oluyor, cari açık ortaya çıkıyor. Böyle bir büyüme uzun süre devam edemiyor. Enflasyon… Cari açık…" (24 Kasım 2016)

BÂDE HARÂB'ÜL BASRA

Burada 'teknik iktisad'ın ötesinde bir sorun kendini gösteriyor: Sistem, yanlış politikalara karşı erkenden yapılan bu tür eleştirilerin algılanmasına ve yanlışın düzeltilmesine imkân vermedi. Enflasyon patladıktan sonra ve bazı rakiplerimizin gerisine düştükten sonra ancak 2023 seçimlerinin ardından Şimşek'in çağrılmasıyla "rasyonel zemin" gündeme geldi!

Bâde harâb'ül Basra!

Parti içi demokrasi olmadığı için Ak Partili iktisatçılar mesela Cevdet Yılmaz, mesela Naci Ağbal, mesela Lütfi Elvan o zaman tavır alamadılar.

CB sisteminde bağımsızlığı kaldırılan Merkez Bankası, popülist para politikalarına, mesela "faiz sebeptir" baskısına direnemedi.