İslam-Arap bildirisi ve Gazze

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ile Arap Birliği'nin Doha'da yaptığı "Olağanüstü Zirve"de hem İsrail'in Katar'a saldırısı şiddetle kınandı hem Gazze'deki soykırım kınandı.

Bir de "25 Maddeli Bildiri" yayınladılar.

Bildiri aslında 29 Temmuz'da BM Genel Kurulu'nda, Suud ve Fransa'nın girişimiyle kabul edilen "New York Deklarasyonu'nun teyidi, tekrarı, takviyesi, tasdikidir.

Bildiride güzel cümleler var… İsrail'in Hamas müzakerecilerini öldürmek için Katar'a yaptığı saldırıya Katar'ın "medeni, bilge ve sorumlu" karşılık vermesi, yani kınamakla yetinmesi övülüyor.

İsrail'in bütün bölgede güvenlik ve istikrarı tehdit ettiği gerçeği dile getiriliyor.

Bildirideki şu iki cümlenin altını çizdim:

"Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devletinin geniş çaplı tanınmasını sağlamak için, uluslararası alanda ortak çaba gösterilmesi çağrısı…

Tamamı 144.000 m2'lik alanı kaplayan Mescid-i Aksa Camiinin (Harem-i Şerif), sadece Müslümanlar için bir ibadet yeri olduğu…"

Eeee, başka.. Ben İsrail'e karşı "yaptırım" denilebilecek ne var diye okudum…

İSRAİL'E YAPTIRIM

İİT ve Arap Birliği zirvesinin 25 maddelik bildirisinde deniliyor ki:

"Tüm devletleri, İsrail'in cezasızlığını sona erdirme çabalarını desteklemeye, ihlallerinden ve suçlarından sorumlu tutmaya, yaptırımlar uygulamaya… çağırıyoruz."

İİT ve Arap Birliği, devletler arası siyasi örgütlerdir. Bağlayıcılığı yoktur. Nitekim bu iki örgüt böyle bir bildiri yayınlamıştır ama hiçbir Arap ülkesi böyle bir açıklama yapmamıştır.

Mesela Mısır, 7 Ağustos'ta İsrail'le 35 milyar dolarlık doğal gaz anlaşması imzaladı. Doğal gazını İsrail'den satın alacak… Bunu iptal eder mi "yaptırım" olarak

Suud, 2013 askeri darbesini desteklemek için Mısır'a 5 milyar dolar hibe etmişti. Şimdi Mısır'ın enerji ihtiyacını tabii yine parayla Suud ve Körfez karşılayamaz mı

Bu bildirinin etkisini şuradan da ölçebiliriz; bildiri kimseyi durdurmadı, kimseyi harekete geçirmedi… İsrail Gazze'yi işgal planını erteleme gereği bile duymadı.

Arap ülkeleri, Katar'ın füzelerle vurulmasına gösterdikleri bu retorik tepkiyi, Gazze konusunda göstermediler.

AZMETTİREN: ABD

Führer Netanyahu, arkasında ABD, hele de Trump gibi mistik hezeyanlar içinde bir megalomanın Amerika'sı olmasa bu çapta bir soykırıma cüret edemezdi.

Trump, göreve başlamasının daha ilk ayı içinde Gazze'yi boşaltıp tatil köyü yapmaktan bahsetmeye başladı.

Netanyahu'nun Gazze'yi işgal planı buna dayanıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Rubio, 15 Eylül'de Tel Aviv'e gitti, Netanyahu ile birlikte başına kippa geçirip Ağlama Duvarı'nı ziyaret etti ve açıkladı:

"Sarsılmaz desteğimize güvenebilirsiniz."

Rubio, Batı dünyasında gelişmekte olan "iki devletli çözüm" fikrini eleştirmekten bile kendini alamadı.