İktidar nereye
Son beş yılda et fiyatları yüzde 1230 artmış! Et fiyatlarının el yakan pahalılığını biliyorduk da beş yılda bu kadar arttığını görmek insanı daha bir etkiliyor.
Fiyatlar artmaya devam ediyor üstelik.
"Beş yıl" üzerinde durmak gerekir. Et fiyatlarında artış başladığı zaman hızlı bir üretim programıyla üçüncü, dördüncü yılda artışları dizginlemek mümkün olmaz mıydı
Geneldeki fiyat artışlarını önlemek için rasyonel bir "istikrar proramı"nı dört yıl önce, üç yıl önce başlatamaz mıydı
İktidar kolayına kaçtı, et ithal ederek fiyatları "tanzim" etmeye çalıştı. Olmadı tabii.
"Faiz sebeptir" dayatmasının enflasyonu patlatacağı uyarısında bulunan iktisatçıları da "mandacı iktisatçılar" diye damgaladı. Rasyonel ekonomi yerine "müjdeler" saçarak seçim kazanmayı tercih etti, sonuç ortada
MANDACI İKTİSATÇILAR
Erdoğan'ın "mandacı iktisatçılar" söylemi farklı görüşleri suçlayan, hatta düşman gibi gösteren bir kavramdır "Dış güçler" söyleminin bir versiyonu
Cumhurbaşkanı, "mandacı iktisatçılar" kavramını ilk defa 2021'de kullanmıştı. İki yüz yıldır kalkınma hamlelerimizi darbeler, "IMF, Dünya Bankası" ve "mandacı iktisatçılar" engellemişti!... Şimdi kendi milli modelimizle şahlanıyorduk:
"Felaket tellallarının gürültülerini bunun için dikkate almıyoruz. Mandacı iktisatçıların reçetelerine bunun için itibar etmiyoruz. (22 Kasım 2021)İki yüz yıllık iktisat tarihine burada hiç girmeyelim. Merhum Mehmet Genç Hocamızın yazdığına göre, daha Kanuni zamanında Avrupa'nın ekonomik potansiyeli Osmanlı'nın 4-5 katı büyüklükteydi. (Osmanlı İmparatorluğunda Devlet ve Ekonomi, Ötüken Yay. s. 35)
Sorunları IMF'ye, Dünya Bankasına, Mandacı iktisatçılara, kısaca "dış güçler"e bağlamak kendi eksiğimizi, yanlışımızı görmeyi engelliyor.
Bu bakamından, keşke Erdoğan 2021'deki eleştirileri "mandacı iktisatçılar" diye elinin tersiyle iteceğine hemen o zaman "rasyonel zemin"e dönseydi daha iyi olmaz mıydı
Tabi bozulma 2021'de değil, 2014-2015'lerde başladı. 2021 önemli bir düşüşün başlangıcıydı.
ŞİMŞEK'İN YETKİSİ
Amacım siyasi eleştiri değil. İşte Mehmet Şimşek'in "rasyonel zemin" diyerek ifade ettiği, bugünkü Merkez Bankası'nın "sıkı duruş" olarak tanımladığı istikrar politikalarını destekledim.
Amacım, eleştirel konulara dikkat çekerek "rasyonel düşünce"nin gelişmesine katkıda bulunmaktır.
Fakat Şimşek'in "rasyonel politika"sı 1980'de Turgut Özal'ın, 2001'de Kemal Derviş'in yaptığı gibi kapsamlı bir reforma dönüşemedi. Şimşek bir tek gün olsun "hukuk"tan bahsetmedi. "