İktidar neden kaybetti

Bu sorunun cevabı çok uzundur. Ben üç sembolik olayda özetlemek istiyorum.

Bu üç olay iktidardaki güç zehirlenmesinin çeşitli boyutlarını yansıtır:

Mehmet Uçum'un Beştepe'den, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı'ya 'haddini bildiren' mesajıAK Partili bir belediyenin, seçimleri kaybedince iftar çadırını kapatmasıÖzlem Zengin'e hücumlar ve KADEM'in savunmasındaki dil

Her bir olay, buzdağının görünen kısmıdır, derinlerdeki bir çok gerçeği yansıtıyor.

DEVLETLÛ PARTİ

Ak Parti Genel başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı değerli bir hukukçudur. Mehmet Uçum TKP'de iken Yazıcı, Tayyip Erdoğan'ın avukatı ve 'dava arkadaşı' idi.

Van'da yaşananları biliyorsunuz... Hayati Yazıcı, bunları "cinnet" olarak niteleyen, YSK'nın kararının hukuken doğru olduğunu belirten bir X mesajı atmıştı.

Başdanışman Mehmet Uçum ise X mesajında, isim vermeden Yazıcı'ya ve onun gibi düşünen AK Partilileri şu mesnetsiz suçlamayı yaptı:

"Bu seçim sonuçlarını Türkiye'yi batının egemen güçlerine teslim edilme koşullarını oluşturduğu şeklinde okuyanlara Milli Devlet iradesi haddini bildirir."

Uçum'a göre "neo liberal zehirle zihin dünyalarını batıcılığa teslim etmiş" olanlar devlet tarafından "kaydedilmiş"ti!

Kim adına, hangi yetkiyle ve ne yapmak üzere kayıt

Tek Parti'nin maruf simalarından Recep Peker'i ve 28 Şubatçıların azarlama üslubunu hatırlatan bu dil, iktidarın devlet kibriyle nasıl özdeşleştiğini gösterir.

Uluslararası raporlarda, "CB sisteminde parti görevlisi ile kamu görevlisi arasındaki çizgi belirsizleşti" şeklindeki tespitin somut bir örneğidir bu.

"Devlet partisi, parti devleti" kavramlarının, yetmiş yıl sonra, CB sistemi döneminde yeniden kullanılır olması elbette sebepsiz değil

İşte, mesajını silmek durumunda kalan, Yazıcı oldu! Uçum'un bu tavrını eleştirebilenler ise eski partili veya eski milletvekili Hüseyin Çelik, Adnan Boynukara, Aziz Babuşçu, Orhan Miroğlu, Mehmet Metiner ve Orhan Atalay gibi isimler olabildi sadece.

İktidarın kaybının birinci sebebi "parti devleti, devlet partisi" çağrışımları yaptıran bu "devletlû" tavrıdır.

Uçum'unki, buz dağının görünen kısmındaki bir örnektir.

OY YOKSA

ANKA'nın haberine göre, AK Parti'nin seçim çalışmaları çerçevesinde Kadıköy Rıhtım'da kurulan iftar çadırı, seçimler kaybedilince kapatılmış! Sevap veya sosyal hizmet şuuruyla değil, oy içinmiş demek ki!

Evet münferit bir olay fakat "oy yoksa hizmet de yok" anlayışının bir tezahürüdür.

Buzdağının görünen kısmındaki bir olay

Altında buz dağının büyük kısmı var: Kamu ihalelerinde, atamalarda, KPS mülakatlarında "bizden" kayırmaları 48 Saat İçinde CB Kararlarının değiştirilmesi, milletin vergileriyle yayın yapan ve tarafsız olmak zorunda bulunan TRT'nin partizan yayınları...