HUDA-PAR ne yapıyor
Huda-Par, son seçimlerde Erdoğan tarafından Cumhur İttifakı'na alınan bir parti.
Cumhurbaşkanı'nın HUDA-PAR'ı aklayan sözleri şöyleydi:
"HÜDA-PAR'la ilgili uydurma yaklaşımlar var, çirkinlikler var. HÜDA-PAR bunları kabul etmiyor, bizim terörle hiçbir ilgimiz olmaz diyor, tamamen yerli ve milli yapı." (22 Mart 2023)
Bahçeli oy hesabıyla mı, HUDA-PAR'ıın "yerli ve milli" olduğuna inandığından mı bilmiyorum o zaman itiraz etmedi, halen de etmiyor.
Oy oranı yüzde 1'in altında gözüken bu parti, Erdoğan'ın seçilmesine ve Meclis grubuna ne kadar katkısı oldu, elimizde bir veri yok ama Meclis'e 4 vekil sokmak gibi bir ağırlık kazandı.
DEM VE HUDA-PARHUDA-PAR ile DEM arasında köklü bir rekabet var. DEM bütün partilere gitti, HUDA-PAR'a gitmedi. DEM, sorunun tek temsilcisi olmak istiyor. Zaten PKK sol ve liberal Kürt hareketlerini cinayetlerle yok etmişti.
Bugün, iktidar ikinci defa Abdullah Öcalan'ı muhatap aldı. Bahçeli'nin sözleri hatırlardadır:
"Ne Kandil, ne Edirne... Adres İmralı'dan DEM'e uzansın, terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın." (22 Ekim 2024)
Kendisinin de muhatap alınmasını isteyen HUDA-PAR bir "Kürt Çalıştayı" düzenledi
Bazı Ak Parti'lilerin de katılıp konuşmalar yaptı. Çalıştay'ın 15 maddelik bildirisinde, Abdullah Öcalan'ın "feodal" olanak nitelediği Şeyh Sait, "Kürt âlimi" olarak övülüyor, idamından dolayı devletin özür dilemesi isteniyor!
Takrir-i Sükun icraatını ve İstiklal Mahkemelerini eleştirmek başkadır, Şeyh Sait'i simge haline getirmek başka. Teröre karşı olduğunu söyleyen bu partinin silahlı ayaklanmayı savunarak yola çıkması çok şeyi anlatıyor.
Böyle sansasyonel taleplerle, HAK-PAR beklediği gibi, lehte aleyhte büyük ilgi toplayarak gündemde yel aldı. Cumhur İttifakı'nın patronu AK Parti kurumsal olarak suskun. Erdoğan'ın sık sık tekrarladığı "tek millet" ilkesine aykırı talepler karşısında bile AK Parti'den bir eleştiri gelmemişti, bu satırlar yazılırken.
ÜNİTER DEVLETÇalıştay'ın 15 Maddelik bildirisinde hukuken bir suç yok. Terör içermemek, şiddete teşvik etmemek kaydıyla her fikrin ifade edilebilmesi demokrasinin gereğidir. Ancak ülkede sert etnik kutuplaşma yaratacak maksimalist fikirler eleştirilmelidir.
Kürtçe'nin daha geniş bir alanda kullanılabilir olmasını elbette her Kürt ister. Bunun millet birliğini bozmayacak yolları var. Fakat "ayrı dillerde okullar" ve "çift dilli devlet", zamanla üniter devleti içi boşalmış bir şekil, vatandaşları da "iki ulus" haline getirir. Bu, "kabul edilemez"