'Güç bozar, mutlak güç mutlaka bozar'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü olduğu, transfere tenezzül etmeyeceği dönemde demişti ki:
"Bir insan bir partinin bayrağı altında seçime giriyorsa ondan sonra o parti ile birlikte hareket eder. Ayrılıyorsa da sadece partiden ayrılmaz. Eğer dürüstse o zaman parlamentodan ayrılır, milletvekilliğinden ayrılır.'' (17 Aralık 2013)
Şimdi milletvekili de transfer ediyor, belediye başkanı da…
CB sistemini savunan partilerin birinden diğerine geçişleri anlarım. Fakat yıllarca CB sistemini ve Erdoğan'ı eleştirip U dönüşüyle Ak Parti'ye katılanları 'makul sebepler'le anlamak mümkün değildir.
Aydın B.B. Özlem Çerçioğlu da böyle, hatta "ben Atatürk'ün kızıyım" diye konuşmalar yapmış biriymiş.
"Turpun büyüğü" soruşturmalarından korunmak için iktidar tarafına geçtiği yolundaki izahlar, eğer başka somut sebepler ortaya konulmazsa, ülkemizdeki siyaset-yargı ortamına uygun düşüyor.
YARGI SORUNUYargının siyasallaşması ne gibi sorunlara yol açarsa, Türkiye o sorunları yaşıyor.
Özgür Özel'in anlattığı olaylar, bu tabloya uyuyor.
Çok değil, iki yıl önce, İstanbul Anadolu Başsavcısı İsmail Uçar, HSK'ya yazdığı dilekçe/mektupta yargının haline nasıl anlatmıştı:
"Kimi yargı mensupları devletten alacağı varmış gibi her türlü kirli işi yapmayı kendinde hak görmeye başladı…" (13 Ekim 2023)
Böyle uzayıp gidiyordu.
Daha önce "FETÖ borsası" dallanıp budaklanmıştı… Şimdi "İBB dosyası" konuşuluyor.
Sırtını iktidara dayama duygusu, yolsuzluğu arttırır.
Tepeden tırnağa adlı yargı koridorlarında "para ile iş" söylentileri dolaşıyor. Hepsinin doğru olduğu söylenilemez. Elbette namuslu, dürüst, mesleğinde tarafsız saygın hakim ve savcılarımız var. Ama şaibeler yargıya güveni sarsıyor.
TURPUN BÜYÜĞÜ…Yargının siyasallaşması açıkça belli… Cumhurbaşkanı'na hakaret soruşturmaları, tutuklamalar ve mahkûmiyetler dünyada emsali görülmemiş boyutlarda…
HSK üyeleri CB sisteminde partili cumhurbaşkanı ile Meclis'teki iktidar grubu tarafından belirleniyor. HSK'nın nasıl çalıştığı da gözler önünde. İmamoğlu soruşturmalarında, iktidarın iddialarına uymayan karar veren iki hakim peş peşe görevden alınıverdi. Bu, pek çok örnekten son ikisi…
Savcılar belediyelerden ihalelerin listesini isterken bunu CHP dönemiyle sınırlı tutuyorlar. AK Parti dönemine ait dosyaların kapağını açmıyorlar.
Cumhurbaşkanı'na siyasi yakınlığı kararlarında görülen yargı mensupları ise hızla yüksek makamlara terfi ettiriliyor.
Venedik Komisyonun çeşitli kararları var. En sonuncusu şöyle:
"Cumhurbaşkanı fiilen HSK'nın 13 üyesinden en az onunu seçme yetkisine sahip olmakta ve böylece yargı üzerinde güçlü bir siyasi etki sağlamaktadır." (6 Aralık 2024, Paragraf 118)
"Turpun büyüğü