Faiz yüzde 46
Piyasalar bu kadarını beklemiyordu. İktisatçılar da Merkez'in ya faizi sabit tutacağını yahut 250 baz puan artıracağını tahmin ediyordu.
Merkez Bankası, bütün bu tahminleri aşarak politika faizini 350 baz puan artırdı ve yüzde 46 seviyesine çıkardı.
Merkez'in bu kararı merhum Turgut Özal'ın 1980 yılındaki "24 Ocak Kararları"nda, beklenenden yüksek oranlı devalüasyon yapmasına çok benziyor. Özal o kararıyla dış ticareti liberalleştirmede kesin kararlı olduğu mesajını vermiş ve piyasalar bunu anlamış, ekonominin önü açılmıştı.
Merkez Bankası da bu kararıyla "enflasyonla mücadele"de kesin kararlı olduğunu gösterdi.
Zaten Banka, her açıklamasında "enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir" diye teminat veriyor.
Faizi böylesine artıran bir Merkez Bankası'nın yönetimi, yarın oy hesabıyla, seçim derdiyle "kesinin ağzını" açmayacaktır! (Tabii görevde devam ederlerse)
BAĞIMSIZLIK KONUSUŞunun altını önemle çizmek isterim: Merkez Bankaları'nın bağımsız olmasının birinci sebebi, parti ve oy hesabıyla değil, iktisat ilminin gerçekleriyle "para politikası"nı belirlemelerini sağlamaktır.
Nitekim Türkiye'nin bugünkü ağır enflasyon ve vahim gelir dağılımı bozukluğunun temelinde, CB sisteminde Merkez Bankası'nın bağımsızlığının kaldırılması ve "faiz sebeptir" popülizmiyle emirle faiz indirtilmesi vardır.
Putin'in diline düşmüştü bu politika biliyorsunuz!
Merkez Bankası'nın bağımsızlığını böyle resmen kaldıran bir ülke, bildiğim kadarıyla, yer yüzünde yoktur.
Dış açık yüzünden duvara çarpmak üzereyken, seçimlerden sonra Mehmet Şimşek bakanlığa, bugünkü yöneticiler de Merkez Bankası'nın başına getirildiler. İktisadi güven, ne kadarsa, tamamen bu sayede Onun için "görevde kalmaya devam ederlerse" diye yazdım.
Keşke Merkez Bankası yöneticilerin görev süresini geçersiz hale getiren CB Kararnamesi kaldırılsa, Banka'nın bağımsızlığı yeniden kanunla teminat altına alınsa
İÇ SEBEPLERMerkez Bankası'nın açıklamasında, faiz artırımının sebepleri olarak "enflasyonunun finansal piyasalardaki gelişmelerin etkisiyle nisan ayında bir miktar yükseleceği" belirtiliyor. Enflasyon madem artacak, elbette ilacı faiz arttırmaktır.
İç sebeplerden biri, tüketimin öngörülenden fazla artması.
Daha önemlisi, İmamoğlu hakkındaki "turpun büyüğü" işlemleridir: Yani adaylığını engellemek üzere diplomasının iptali, arkadaşlarıyla birlikte yargı eliyle soruşturma açılıp tutuklanması
Bunun bağımsız bir adli işlem olduğuna, iktidardan başka, yer yüzünde kimse inanmadı. Bahçeli de tereddütlerini ifade eden uyarıcı bir açıklama yaptı.
İktidar kendi belediyelerindeki yolsuzluk iddialarına ilişkin dosyaları rafa kaldırmamış, onları da soruşturmuş olsaydı Yolsuzlukla mücadele kanunlarını on yıldan beri bekletmeyip Meclis'ten geçirmiş olsaydı 2014'ten bu yana kanunlar ve KHK'lar çıkararak, CB sisteminde de HSK oluşumunu siyasallaştırarak yargı bağımsızlığında ağır hasar yaratmamış olsaydı Bu son soruşturma böyle olmaz, piyasalarda da böylesine güven sarsıcı sonuçlar doğurmazdı.