Ekonomi nereye
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 5 Şubat günü X'ten yayınladığı açıklamada, Ocak enflasyonunun "geçici etkiler yüzünden" yüksek çıktığını ama "Şubat'tan itibaren aylık enflasyonda kayda değer düşüş yaşayacağız" demişti.
Sayın Şimşek, 7 Şubat'ta Manisa'daki konuşmasında ise "Haziran ayıyla birlikte enflasyonda düşüş yaşayacağız" dedi.
Hedefler kayıyor muydu Onun için mi Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, şartlar gerektirirse "sıkılaştırma"yı, faizi daha da artıracakları söyleme gereği duydu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "enflasyonda düşüşe geçtik" şeklindeki konuşmalarını yıllardan beri dinleye dinleye çift haneli rakamlara sürüklendik. Şimşek ve ekibi politikacı değil, teknokrat. Sözlerinin güvenilirliği aşınmamalı.
Tesadüf, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan 7 Şubat akşamı Karar yazarlarını yemeğe davet etmişti. Yemekte ben hep ekonomiyi sordum.
YAPISAL REFORMLAR
Babacan'a, Şimşek'in ortodoks politikalarının doğru olduğunu ama endişeler de bulunduğunu belirterek 'ekonomi nereye gidiyor' diye sual ettim.
Babacan, Şimşek ve ekibi ile geçmişte birlikte çalıştığını söyledi, "arkadaşlarımız" dedi. iyi niyet ve duruşlarından emin bulunduğunu belirtti ve "fakat" diyerek devam etti:
"Göreve geldiklerinden itibaren 3-4 ay eleştirmedim, prim vermek, şans tanımak lazımdı. Ama olmuyor çünkü yetkileri çok sınırlı. Sadece faizle olmaz. Yapısal reformlarla desteklenmesi lazım."
Yapısal reformlar.. Babacan uzun uzun anlattı TÜİK'in eskisi gibi şeffaf ve güvenilir hale getirilmesi lazım. Verilere güven olmazsa, ona dayanan politikalar güven vermez Merkez Bankası, denetleme ve düzenleme kurulları bağımsız olmalı Kamu ihaleleri şeffaf ve rekabetçi olmalı
Babacan "bu konularda atılmış bir adım yok, niyet de gözükmüyor, baştaki izin vermez" dedi. Bunlar olmadan yatırım sermayesinin güven duymayacağını, gelmeyeceğini anlattı.
ÖNEMLİ UYARILAR
Babacan çok önemli olduğunu vurgulayarak, "dış kaynak bulunmazsa kentsel dönüşüm enflasyon ve cari açığı patlatır" dedi. "Rant bunların çok hoşuna gider" diyerek kaygısını ifade etti.
Tehlikeli diye vurguladığı diğer bir konu "ikili anlaşmalarla sağlanan kaynaklar", yani Körfez ülkeleriyle finansal ilişkiler:
"Şeffaf değil, içeriği bilinmiyor. Üstelik swap bile yapmıyorlar, swapta bir süre olur. Bunlar mevduat yatırıyorlar, istediği an çekebilirler. Neyin karşılığında burada tutarlar İkili anlaşmalarla oluşan borç siyasi bağımlılık da yaratır."
Ve, Seçim sonrası:
"Tasarruf yapmadılar. Merkez Bankası 800 milyar lira bastı! Vergi koydular, harcamaları kısmadılar. Seçimlerden sonra muslukları kapatırlarsa dar gelirliler için daha felaket olur. Bu bakımdan da dış kaynak bulmaları şart."