CHP karneyle ekmek yedirmişti

Cumhurbaşkanı Erdoğan zaman zaman CHP'nin "karneyle ekmek yedirdiğini" hatırlatır. Üç gün önceki açıklamasında da 1979 yılındaki Ecevit'in koalisyon hükümeti zamanında benzenin karneyle verildiğini hatırlattı:"Yıllarca bu ülkeyi tek parti yönetimiyle milli iradeyi yok sayarak, koalisyonlarla siyaseti felç ederek, mezhebi gerilimlerle milli bünyemizi zayıflatarak CHP'nin karneyle benzin, ekmek dağıtılan dönemleri vardı ya, bizim iktidarımızda böyle bir şey var mı Yok."Bu sözleri iki açıdan önemsiyorum. Birinci derece önemli olan "tarih"in günlük siyaset için kullanılmasıdır. İkincisi, yıllar önceki krizleri hatırlatarak "bizim iktidarımızda böyle bir şey var mı, yok" diye konuşmasının ortaya koyduğu durumdur: Erdoğan'ın enflasyona dair söyledikleri yıllardan beri gerçekleşmiyor, geleceğe dair bir umut yaratamayınca geçmişi hatırlatarak destek bulmaya çalışıyor. if(!googleAdm.includes('1659295543843')){ googleAdm.push('1659295543843'); googletag.cmd.push(function() { googletag.defineSlot('105383585desktop_yazaryazidesktop_yazaryazi_icerikici_sc', 640, 300, 336, 280, 300, 250, 'div-gpt-ad-1659295543843-0').addService(googletag.pubads()); googletag.pubads().enableSingleRequest(); googletag.enableServices(); }); } googletag.cmd.push(function() { googletag.display('div-gpt-ad-1659295543843-0'); }); Öncelikle 'tarih sorunu'na bakalım.KARNEYLE EKMEKEvet , Milli Şef İsmet Paşa devrinde 13 Ocak 1942'den itibaren dört yıl süreyle ekmek karneye bağlanarak tüketimi daraltıldı. 14 Ocak 1942 günlü Yeni Sabah gazetesinin manşeti şöyledir:Şimdi ben kalkıp da "İsmet Paşa ekmeği karneyle yedirdi ama ekmeğin fiyatı 12.5 kuruştu, Erdoğan Türkiye'sinde ise 5 lira!" dersem, saçmalamış olurum!Çünkü şartlar, dahası, devirler, ekonominin yapası, milli gelir, üretim kapasitesi, satın alma gücü, nüfus kompozisyonu gibi asli veriler mukayese edilemeyecek kadar farklıdır. Şartları tahlil etmeyen her ideolojik ya da siyasi tarih iddiası saçmadır. if(!googleAdm.includes('1659295583181')){ googleAdm.push('1659295583181'); googletag.cmd.push(function() { googletag.defineSlot('105383585desktop_yazaryazidesktop_yaziyazar_icerikici_sc', 300, 250, 640, 300, 336, 280, 'div-gpt-ad-1659295583181-0').addService(googletag.pubads()); googletag.pubads().enableSingleRequest(); googletag.enableServices(); }); } googletag.cmd.push(function() { googletag.display('div-gpt-ad-1659295583181-0'); }); Fakat, 21 yüzyılda savaş olmadığı halde ekonomimizin 2016'dan itibaren kriz işaretleri verdiğini söylersem doğru demiş olurum.İkinci Dünya Savaşı yıllarında, nüfusunun yüzde 80'i köylü olan Türkiye, fazladan 800 bin genci tarladan çekip silah altına almıştı. Yağışların etkisinin yanında, 1942 yılına kadar ortalama 8 milyon ton olan buğday üretimi, tedricen düşmüş, 1945 yılında 4 milyon tona inmişti! Ekmeği karneye bağlamak, günde 75 bin kilo buğday tasarruf sağlamış, açık İngiliz buğdayıyla karşılanmıştı. if(!googleAdm.includes('1659296099883')){ googleAdm.push('1659296099883'); googletag.cmd.push(function() { googletag.defineSlot('105383585desktop_yazaryaziYazar_yazi_icerikici_03_SC', 336, 280, 640, 300, 300, 250, 'div-gpt-ad-1659296099883-0').addService(googletag.pubads()); googletag.pubads().enableSingleRequest(); googletag.enableServices(); }); } googletag.cmd.push(function() { googletag.display('div-gpt-ad-1659296099883-0'); }); Savaş şartlarında Türkiye ekonomisi ve hükümet politikaları hakkında İlhan Tekeli ve Selim İlkin'in "İkinci Dünya Savaşı Türkiye"si adlı eserini önemle tavsiye ederim. (2. cilt, İletişim Yay.)TARİHİ 'ANLAMAK'Zihnimizde "şartlar" diye soru işaretleri ve "değişenler" diye bir pusula olmayınca, tarihi anlamıyoruz, sadece "sizden bizden"