Bahçeli'nin sözleri
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, kendi milletvekilleriyle birkaç ay önceki sohbet sırasında "Cumhurbaşkanı'nın iki yardımcısı olsun, biri Kürt, diğeri Alevi olsun" diye konuştuğunu gazeteci İsmail Saymaz yazdı.
İlk okuduğumda, İsmail yazdıysa doğrudur diye düşünmüştüm.
Önceki gün Bahçeli bir açıklama ile, o sözleri "basına kapalı" toplantıda söylediğini belirtti. Bahçeli, İsmail Saymaz hakkında, kapalı toplantıdaki o sözleri yazdığı için aşağılayıcı ifadelerde bulundu.
Halbuki gazetecinin görevi yalan yazmamaktır. Basına kapalı da olsa gazeteci doğru olmak kaydıyla içeriğini yazar. Yazdığı için konu kamuoyunun gündemine geldi.
MERAK EDİLMESİ TABİİBahçeli'nin üniter devlet ilkesine bağlılığı şüphesizdir. Zaten o sözlerinin "siyasi bir öneri" olduğunu söylüyor. Yani bir model, bir anayasa değişikliği önerisi değil…
Ancak kamuoyunda bu kadar yankılanması ise tabiidir.
KCK'nın Öcalan imzalı metinlerinde "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı" dışında, Suriye, Irak ve İran Kürtlerini de kapsayacak "KCK vatandaşlığı" örgütlenmesi öngörülüyor…
Benzer sorunların yaşandığı başka ülkelerde çeşitli modeller var...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önceki çözüm süreci döneminde, "eyalet sistemi"ni öven ve "Osmanlı'da da Kürdistan vilayeti vardı" şeklinde sözleri olmuştu…
Dahası, bugünkü sürecin bütün takvimi açıklanmış değildir. KCK feshedilecek mi, edilmeyecek mi, belirsiz.
Böyle bir ortamda "Lübnan" türü çok kimlikli devlet kurumlaşmasının çok yanlış olacağının hatırlatılması, tekdir değil takdir edilmelidir. Tolga Şirin'nin "Lübnanlaşmak Nedir" başlıklı yazısını okurlarıma tavsiye ederim.
ETNİK TUZAKİç içe geçmiş kimliklerin bu çağda bir devlet çatısı altında yaşamasının sihirli formülü yok. Tecrübelerden ve tecrübelerimizden çıkaracağız
İlk ihtimallerden biri "devleti paylaşmak"tır. Şu makam benim, öbür makamı senin! Etnik milliyetçi hareketlerdeki "ortak devlet, ortak vatan" kavramları böyle talepleri içerir. Fakat bu, felaketli Lübnan modelidir işte.
Federasyon, eyalet sistemi.. Alman ve Amerikan tarihlerinde parçaları birleştirici bir rolü oldu. Fakat kimlikler açısından "federalizmin sicili kötüdür." (John McGarry, The Politics of Ethnic Conflict Regulation, s. 34)
En önemlisi de Türkiye gibi çok iç içe geçmiş toplumlarda etnik kimliğe göre iç-sınır çizmenin imkansızlığıdır. Yerel yönetimlerin yetkilerini artırmak ise olumlu sonuçlar veriyor.
Eğitim konusu, "mızrağı ucu" denilecek kadar önemlidir. İnkar edilemeyeceği gibi feci sonuçlar doğurabilecek kadar da kritik bir konu. Anthony Birch "Milliyetçilik ve Milli Entegrasyon" adlı eserinde her kimliğin kendi okulunu açmasının "öğrencileri birbirlerine karşı sosyalleştirdiğini" anlatır. Etnik içe kapanmanın iktisadi gelişmeyi engellediğini de belirtir. "