Yine hatırladık yine unutacağız

B.

"Ehem mühimden mühimdir" demiş eskiler. Daha önemli, önemliden daha önemlidir. Bilmem farkında mısınız, Papa öldü ve dünyada yer yerinden oynamadı. Oysa bundan önceki Papa cenazeleri Dünya Kupası finali kadar ilgi görür, herkes işi gücü bırakır cenazeyi konuşurdu. Sadece bizle değil dünyada da çok ilgi görmedi. Herkesin bir başka öncelikli gündemi var zira; dünya bir yerlerden bir yerlere savruluyor.

Ve derken İstanbul'da bir dizi zelzele oldu. Orta şiddette deprem dedi uzmanlar. Fakat bu orta şiddet, nasıl bir orta şiddetse, 151 kişinin camdan atlamasına sebebiyet verdi. Merkez üssü Silivri açıklarındaki deprem, Silivri'deki İmamoğlu'nu unutturdu herkese. Ucuzdu-pahalıydı diye konuşmayıp alışverişe koştu millet. Benzincilerde kuyruk oldu, herkes deposunu doldurmaya baktı. Can kaygısı nicelerine cananı unutturdu. "Yevme la yenfeu"dan sahneler izledik.

Fatih'teki bir metruk binadan başka hiçbir binaya zarar gelmediğini hatırlayalım şimdi düşünürken. Can pazarı yaşanmadı, enkaz altında sevdiklerini aramak zorunda kalmadı hiç kimse. Buna rağmen panik yaptı şehrin neredeyse tamamı. Bu bize bir şeyi gösterdi, zihnimizin bir tarafında deprem hep var ve ondan çok korkuyoruz. Fakat şayan-ı hayrettir ki Maraş depreminin üzerinden sadece iki yıl geçmesine, yaşananlar terütaze hatırımızda olmasına ve bilinçaltımızda sürekli onunla meşgul olmamıza rağmen sanki haşir sabahına kadar ertelenmiş bir atinin konusuymuş gibi davranıyoruz. Saçma fakat gerçek. Durumumuz bu.