Yamanmacılık rüzgarı
B.
İsrail propagandisti Amerikalı aktör Michael Rapaport'un katledilen Filistinli çocukları kastederek kahkaha atması ve bunu sosyal medya hesaplarından paylaşması; üstelik bu kepaze istisnanın ötesinde destek bulması dünya çapında bir başka sayfaya geçtiğimizi ortaya koyuyor.
Evet, an itibarıyla Batı medeniyetinin bir parçası olmanın şartı İsrail'in katliamlarını desteklemek, zalimlere arka çıkmaktır. Üzülerek takip ediyoruz ki Türkiye kamuoyu, Filistin meselesinde ilk defa tek yürek değil, farklı tellerden çalıyor. Buna benzer bir tutumu Karabağ Savaşı esnasında da görmüştük. Bu katiyen apolitik bir ruhun neticesi olarak değil, aksine tam olarak politik bir duruş neticesinde ortaya konan bir tutumdur. Bu toprakların insanının bir kısmı, adeta Türkiye'de rehine olarak tutulan dünya vatandaşlarıymış gibi davranıyor. Oraya ve küresel olana ait olabilmek için kendinden olması gereken ne varsa gönüllü olarak öteliyor.
Bu sorunun elbette pek çok veçhesi var. Dileyen bu durumu bir milli güvenlik sorunu olarak okuyabilir dileyen ahlaki yozlaşma dileyen internet çağının şekillendirdiği yeni insan tipinden bahsedebilir. Ben bir başka hususa atıfta bulunmak istiyorum.
Bu topraklar yüzyıllardır sürekli göç alıyor ve yeni insanlar bu milletin bir ferdi olabilmek maksadıyla memleketin bir yerlerinde iskan ediliyor. Ekseriyet, bu kitleleri, her kimlerse de bir şekilde absorbe edip birkaç kuşak sonra milletin fertleri haline gelmesine hizmet edegeldi hep. Şimdi geldiğimiz nokta, midenin artık öğütmediği, var olanı sindiremediği bir noktadır.