Tutum değişikliğinin üç olası sebebi
B.
"Özgür Özel'in, Sırrı Süreyya Önder'in cenazesi akabinde uğradığı saldırı sonrası yaptığı açıklama içeriği ve tonu itibarıyla Türkiye siyasetinin ihtiyaç duyduğu bir açıklamadır" demiştik. Ancak bir de şerh koymuştuk ve eklemiştik: Acaba Özgür Özel bu tonu sürdürebilecek ve mevcut siyasal konjonktürde Cumhuriyet Halk Partisi'nin de zarar gördüğü sert politikasından geçebilecek miydi Bu çekinceye ve tereddüde bizleri sevk eden en önemli amil, Özel'in genel başkanlık koltuğuna oturuşunun hemen akabinde sürdürdüğü normalleşme ve yumuşama çabalarının bizzat Cumhuriyet Halk Partisi çevreleri tarafından sabote edilmiş olmasıydı. Evet Özgür Özel'in ilk birkaç aylık siyaseti sonraki birkaç aylık siyasetinden oldukça farklıdır. Görülen o ki Özgür Özel, hadisenin sıcaklığıyla CHP Genel Başkanı Özgür Özel gibi davranabileceği bir ortam görmüş ve ona göre davranmış, ancak aradan geçen iki günde kendisinden beklenen reaksiyonları ortaya koymak durumunda olduğu gerçeğiyle yüzleşmiş. Şu anda karşı karşıya olduğumuz soru, Özgür Özel'in tonundaki bu değişikliğin parti içi dengeler sebebiyle mi olduğu, yoksa bir süredir hakkında tartışılan ve Ekrem İmamoğlu'nun siyasal vesayetinden kurtulup kurtulamadığıyla mı ilgili olduğu sorusudur. Her halükarda özellikle CHP çevrelerinde Ekrem İmamoğlu'nun artık bir siyasal aktör olarak sahada yer alamayacak olduğu yorumlarının yapılıyor olması bizlere birinci şıkkın daha güçlü bir ihtimal olduğu yorumunu yaptırıyor. Buna karşın özellikle Saraçhane'ye yakın medyada, Özel'e yapılan saldırının Sezgin Tanrıkulu'nun başlattığı tartışma üzerinden konuşulmasına yönelik bir talep olduğu da gözlerden kaçmıyor. İlk günden beri aynı yorumu yapıyoruz, Ekrem İmamoğlu'nun ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir medya gücü olmasına rağmen Özgür Özel'in sınırlı şahsi ilişkileri haricinde herhangi bir siyasal gücü olmadığı bir ortamda genel başkanlık yapmak durumunda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla medyadan ve sosyal medyadan yükselen taleplerin büyük oranda Özgür Özel için değil, Özgür Özel'e rağmen ve bazen direktif şeklinde gelen yorumlar olduğu gerçeği, Özel'in bunlara ne oranda direnebileceği sorusunu da bizlere sorduruyor. Bütün bunların haricinde Özgür Özel kendisine yapılan saldırının mesajını almış ve saldırıyı adresi itibarıyla doğru yorumlamış ve buna göre bir konum belirlemek durumunda kalmış da olabilir. Bütün bu ihtimaller bir gerçeği değiştirmiyor. Özgür Özel ayağına ikinci kere gelen fırsatı teperse bu fırsat üçüncü bir kere gelmeyebilir. Bu durumda hem Özel hem CHP hem de Türkiye kaybeder.