Suriye meselesine yaklaşırken
B.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun şöyle bir tivit attı: "Komşumuz Suriye'de devam eden çatışmalar ve askeri durum, hükümetimiz kadar kamuoyu tarafından da yakından takip edilmektedir. Kamuoyunun bu yakın ilgisinin doğal bir sonucu olarak medyamız da vuku bulan meseleleri gündemin üst sıralarında değerlendirmekte, sahadan bilgilerle habercilik vazifesini yerine getirmeye, kamuoyunu bilgilendirmeye çalışmaktadır... Dezenformasyonun normal zamanlardan daha fazla ve hızlı yayıldığı böylesine bir ortamda, medyamızın sorumluluk bilincine sahip bir şekilde, vatandaşlarımızın haber alma hürriyetinin ve ülkemiz menfaatlerinin öncelendiği, özellikle askeri ve istihbari mahremiyete azami şekilde riayet eden, asılsız haberlerden, sadece duyuma dayanan söylentilerden, yanlış yönlendirmelerden ve gerçeklikten uzak yorumlardan kaçınan bir yayın politikası benimseyeceğine inanıyoruz."
Türkiye'nin Suriye'de yaşanan hadiselerle ilgili üç temel kaygısı olduğu aşikar. Bunlardan ilki Suriye'nin toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi ve burada bir terör devletinin kurulmasına mani olmak. Şimdiye kadar girilen sınır ötesi operasyonların en önemli motivasyon kaynağı buydu. Bununla birlikte terörü Türkiye hududundan mümkün mertebe uzak tutmak ve Türkiye'nin güvenliğini garantiye almak. Üçüncüsü ise Suriye'de oluşacak güven ortamıyla özellikle Türkiye'de bulunan Suriyeli sığınmacıların vatanlarına güven içinde dönüşlerini sağlamak. Bilindiği üzere Türkiye'de ikamet eden sığınmacıların yaklaşık üçte ikisi Halep ve kırsalından gelenlerden oluşuyor.