Siyaset çözümü aramazsa
B.
Hiç de öyle iddia edildiği gibi kitlelerin bir isyanı değil, uluslararası bağlantıları olan bir kalkışmaydı Gezi. Siyasetten umudunu kesmiş bir kitleyi kendine çekmeyi başardı. Umutsuzluk ekmeğiyle semirttiler kalkışmayı, günden güne tonu yükselen bir agresiflikle marjinallerin oyun sahasına döndü. "Masum başladı ve marjinaller sürece dahil olunca her şey değişti" söylemi de bir kandırmacadır. Daha planlanırken amaçlanan şey zaten bu idi. Hedefin bu olduğuna yönelik pek çok alamet ilerleyen süreçte karşımıza çıktı.
Şimdi, orman yangınları ile boğuşan, çevresi ateş çemberi olmuş Türkiye'de siyaset adeta böyle bir zemini yeniden hortlatmak ister gibi davranan aktörlerle dolu. PKK'nın silah bırakma sürecinde en kritik eşiğe geldiğimiz şu günlerde, emperyalizmin masası marjinal unsurları bir yere kanalize etmek üzere adımlar atıldığını görüyoruz. Genel Başkanlığı'nın ilk aylarında acaba bir başka siyaset mümkün olur mu diye bizleri meraklandıran Özgür Özel şirazesini artık iyiden iyiye kaybetti. Gizli kamera görüntüleriyle neyin ne olduğunu herkesin gördüğü bir hadise ancak bu kadar kötü izah edilebilirdi. Evet anlaşılabilir, Özgür Özel başta olmak üzere tüm CHP'liler zor duruma düştü; fakat genel başkan odur ki, herkesin kontrolünü yitirdiği anda soğukkanlılıkla bir çözüm üretsin. Özgür Özel'in bunu yapamadığını görüyoruz. Peki Özel gerçekten yapamıyor mu yoksa yapmıyor mu Umarım sadece masum bir kontrolü yitirme durumudur yaşananlar. Eğer planlı, programlı bir çabanın neticesi ise bütün bunlar; Leman kepazeliği, orman yangınları, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde yaşananlar gündemlerle bir arada düşünüldüğünde geniş çaplı bir tertiple karşı karşıya olduğumuz ortaya çıkar. Böyle bir ihtimal bizlere, siyaset kurumunun çözümün değil sorunun merkezi haline getirilmek istendiğini gösterir. Yürüyen yolsuzluk davaları hakkında içerik adına neredeyse hiçbir şey söylememek ve siyasi bir zeminde hadiseyi tartışmak bu hedefin bir parçası olmasın