Şehit olanları deftere yazmak

B.

Gazze eyleminde birdirbir oynayanlar, haklı olarak mazlumlar konusunda hassas insanların öfkesine sebep oldu. Evet orada can veren bebekler, anestezisiz ameliyat edilmek zorunda kalan yavrular, yaşanan onca dram üç-beş soytarının dalga geçebileceği şeyler değildir. Doğru. Sinirlenenler sinirlenmekte haklıdır. Fakat tüm hikaye bu zaten. Daha düne kadar Saraçhane'de ne yapıyorlardı ki Kahkahalarla zıplayarak zıplaman Tayyipçi diye bağırıyordu yine aynı gençler. İzmir'in dağlarında çiçekler açar söylüyordu bazısı, ellerinde bira kutuları, marş söylerler tarzında değil af buyrun böğürür gibi "şehit olanları deftere yazdım" diye bağırdılarını da gördü bu gözler. Şehitlerin, öksüz yavruların ne kadar mukaddes insanlar olduğunu, İstiklal Harbimizin de mübarek bir hadise olduğunu bilmedikleri için kızmak keşke kar etseydi de hep birlikte kızsaydık. Maalesef bir karı yok kızmanın. Elimizdeki malzeme bu ne yazık ki.

Yaşanan bu hadiseleri yeni yükselen sekülerleşme ile izah edenlere hemen itiraz edemiyorum doğrusu. Evet modern zamanların sekülerleri, modernitenin kendilerine biçtiği ahlakçı libas sebebiyle kendilerince kutsal sahibi insanlardı. Şimdi ise kendisinden yüce ve yüksek hiçbir şeye tahammül edemeyen, egosentrik insan tipi yetişiyor. Bu yüksek benlik hissiyatından herhangi bir dindarlık pratiğinin çıkması da ideolojik bir adanmışlık ortaya konması da beklenemez elbette. Kimilerinin bu durumu postmodern hayatın bundan sonraki gerçeği olarak yorumlamasını da anlayabiliyorum. Fakat Türkiye toplumunun genelinin bunlardan oluşmadığını gözlemleyebilecek tecrübem var. Bu sebeple bu kolaycı yorumları son tahlilde kabul edemiyorum. "Efendim bu gençler bilgisayar oyunlarıyla yetişmiş, internet gençleri oldukları için böyleler" diyenlerin ıskaladığı bir hakikat olduğunu düşünüyorum, bu da şudur: bu zamana kadarki seküler gençleri çevreleyen bir çerçeve vardı, önlerinde kendilerine misali olabilecek kimseler vardı. Yeni seküler gençler yabani ot gibi, hüdayinabit kendi kendilerine bir şeyler kurguluyorlar. Üstüne üstlük bir de sorumsuz siyasetin bu gençleri sürekli yüceltici, XYZ kuşağı diyerek bunlara sürekli rüşvet veriyor oluşu bu egosentrik başıboşluk krizini daha da büyütüyor. İyi tarafı şudur-kötü tarafı budur, doğru tutumu şudur-yanlış tutumu budur demeden sürekli olumlanan bir kitle başka ne yapabilirdi ki