Pragmatik kuru fasulye nimetinin zekası üzerine
B.
Esas sorununun ideolojisinde, siyasi görüşünde, tahsilinde, görgüsünde değil, düpedüz zeka seviyesinde olduğunu beyan ettiğim bir kimsenin "Şimdi bu PKK'nın silah bırakması ne ifade edebilir ki" şeklinde saçma sapan sorular sormasını elbette hayretle karşılamam. Arz ettiğim gibi bu bir zeka meselesidir ve zekavetine itimat edemediğim hiç kimsenin saçmalama ihtimalini göz ardı etmem. Muhtemelen böylelerinin ilk mektepte, kesirli sayıları öğrenirken "Öğretmenin, biz bakkala girip 72 litre süt mü isteyeceğiz Bu öğrendiklerimiz gündelik hayatta ne işe yarayacak" demişlikleri de vardır. Gregor Mendel'in bezelye deneyine "ama ben bezelye sevmiyorum ki" diyerek burun bükebilme şansı olduğuna imkan ihtimal veriyordur muhtemelen bu arkadaşlar. Yani, hakikaten belediye evinin önündeki kaldırımı yapar da ne diye karşı kaldırımı da yapar O kaldırımı o kullanmamaktadır ki, karşı apartmandakiler kullanmaktadır. Ne gereği vardır O inşaatın tozuna, gürültüsüne katlanmak ve o kaldırım taşlarının parasına iştirak etmek zorunda mıdır
Sizinkileri gören, zanneder ki, insanlık aleminin Roma'sıdır, bütün yollar ona çıkmalıdır ve ona çıkmayan hiçbir yol yol alarak değerlendirilmemelidir. Sahi, bu noktada karşı karşıya kaldığımız en önemli soruyu niye ıskalıyoruz Bunlar bizim ne işimize yarıyor ki, lüzumlu ve lüzumsuz serdettikleri fikirleriyle başımızı ağrıtıp duruyoruz Madem bu kadar pragmatiğiz; içimizde Konya'nın ve Kayseri'nin namlı nişanlı tüccarları var. Hadi ben anlamam da ticaretten, bari onlar bu soruya bir cevap verip "küspeyi bile kiloyla satınca bir getirisi var. Peki bunların bize ne getirisi var" diye sorup mukni bir cevap bulabiliyorlar mı Elbette bulamıyorlar. Bulamazlar zira tüccar zeki adamdır; kendisini, o seviyeyi anlayabilecek kadar indirgeyemez. Sanırım kabahat yine bizde. "Madem biz ve bu memleket senin o kadar da umurunda değiliz sevgili kuru fasulye, senden ve varlık sancılarından bize ne" deyip arkamıza dönmüyoruz ya, akabinde bunlarla muhatap olmaktan doğan bütün sevimsizlikleri hak ediyoruz. Hak edenlerden olmamak için yekten söyleyeyim: Çok da umurumda ne düşündüğünüz, ne söylediğiniz. Sizler var olacaksınız diye bu devlet, bu millet bu mezelleti daha fazla kaldıramaz. Bir kenardaki varlığınıza da en fazla tahammül ederiz. Bu kadar.