PKK'ya bugünden bakınca
B.
Şükürler olsun Fenerbahçe Başakşehir'i yendi de Galatasaray'ın şampiyonluğu bir hafta daha ertelendi. Olası bir Başakşehir galibiyetinde tüm gündemimiz Galatasaray'ın şampiyonluğu olacaktı. Oysa Almanak yazarları, geçtiğimiz hafta sonunu yakın tarihimizin en önemli olaylarından birine şahitlik edilen bir zaman aralığı olarak zikredecekler. Buna karşın, toplumda, PKK'nın silah bırakma ve fesih sürecine yönelik, alelade sosyal hadiselere gösterilen ilginin ve reaksiyonun büyük oranda gösterilmediğini görüyoruz. Bu ilgisizliğin ve küçümsemeyin bir kısmının politik olduğuna şüphe yok. Bir Erdoğan-Bahçeli projesinin başarısıyla alakadar olmamak gibi bir tutumdan bahsetmek elbette mümkün. Bununla birlikte, toplumda PKK'nın fesih sürecine yönelik büyük bir heyecan oluşmamasının en önemli sebebi, toplumsal reaksiyonları belirleyen genç nesillerin zihninde PKK'nın çok da büyük yer etmiyor oluşu olduğu gerçeğini görmeliyiz. Türkiye'nin geçtiğimiz yıllarda terörle mücadelede ortaya koyduğu başarılı vizyon, PKK'yı yeni nesiller açısından hayati tehditler sıralamasında oldukça geriye itti. Bizim neslimizin ve bizden önceki nesillerin en büyük travmalarından olan PKK yeni nesiller açısından artık bizim için ifade ettiği şeyi ifade etmiyor. 1980'lerde ve 90'larda gündelik hayatımızın bir parçası olan PKK artık gündelik hayatımızın bir parçası olmanın oldukça dışında. Dolayısıyla genç nesiller PKK denildiğinde bizim hissettiğimiz ürperti nin bir benzerini hissetmiyor. Oysa 90'larda askere gitmek, memuriyette şarkı hizmeti yapmak, sakıncalı zamanlarda sakıncalı mekanlara gitmek herkesin korktuğu bir şeydi. Terörün belinin kırıldığı söyleminin hamasi bir söylem olmadığı, aksine hakikatin ta kendisi olduğu bir sağlamaya muhtaç değilse de eğer bir sağlam aranacaksa bu sağlama mevcut toplumsal heyecansızlıktan yola çıkılarak yapılabilir.