Neden görsellik
B.
Marksist filozof Louis Althusser, şiddet araçlarıyla ideolojik araçları birbirinden ayırt ederken; ideolojik araçların temel hedefinin kapitalizmin ihtiyaç duyduğu insan malzemesini üretmek olduğunun altını çizer. Bu malzeme kapitalizim için hem üretici hem tüketici bir sınıfı oluşturmalı, aynı zamanda bu gidişatı bozmayacak bir toplum düzeni inşaa etmelidir.
Sırf Marksizmin klasik senaryosundan sapmamak, piyesteki tiradları atlamadan tekrar etmek motivasyonuyla konuşup, ideolojik araçların devletin kontrolünde olduğunu iddia edenlere rast geliyoruz. Oysa onlar da biz de biliyoruz ki, ideolojik araçlar büyük oranda sermayenin elindedir. 1850'lerden bu yana devletler, sermayenin ideolojik araçlarına karşı kendi ideolojik araçları ve şiddet araçlarını kullanarak bir şekilde direnmeye çalışıyor; fakat her geçen gün sürekli cephe kaybetmeye devam ediyor. Bu cephe kayıplarının ardından, eskilerin "Yanımdaki Yemen'de, Yemen'deki yanımda" dedikleri şekilde, ilginç bağlılık şemaları oluşuyor. Devletler vatandaşlarından, vatandaşlarının bağlılıklarından oluyor.
İleride, bu dönemin tahlilini yapacak olanlar muhtemelen fertlerin ve toplumların herhangi bir mevzuda derinleşme ve yoğunlaşma kabiliyetlerini yitirmeye başladıkları dönemin dönüm noktası olarak okuyacaklar. Mebzuliyetin, hemen her şeyi değersizleştirdiği ve kolay ulaşabilmenin en temel talep olduğu bu dönemin insanı, düşünmeyi fazlaca zahmetli görüyor. Lakin, zeki, egosu yüksek, iddialı ve kendini beyan etmeye son derece hevesli bu insanın söyleyecek sözlere ihtiyacı var. Kendileri için üretilmiş argümanların en zahmetsiz, en kolay, en ucuz olanına perestiş eden bu insan, kapitalizmin ideolojik ayraçlarıyla ürettiği ve tam olarak talep ettiği insan tipidir. Bu, bol bol tüketen, değer vermeyen, mevcut değerler sistemini sorgulayan ve konforu için bunları yıkıp geçmeyi hedefleyen bir kimsedir.