Nakilenin söylediği
B.
Söyledik, anlattık, boykot dedikleri şeyin bir neticesinin olmayacağını da anlamsızlığını da vurguladık; ne yaptıklarının farkında olmadıklarını, Türkiye'nin paralel toplum krizini derinleştirmekten başka hiçbir işe yaramayacağını ifade ettik. Nihayetinde geldiğimiz nokta ortada: Espressolab'ı niye boykot ettiğimizi ben de bilmiyordum! Sağda solda ahbap bahislerinde soruyorduk, gençlere soruyorduk ihtiyarlara soruyorduk niye boykot ettiklerini, onlar da bilmiyordu. Aldığımız en doyurucu cevap "işte madem boykot ediliyormuş biz de boykot ediyoruz" şeklinde bir şuursuzluğu ortaya koyuyordu. Şimdi bunu herkesi boykota Çağıran Özgür Özel de bu şekilde dile getirince söylediğimizin sağlamasını yapmış oldu. Amaçlanan politik, ekonomik, ideolojik bir netice değildir aksine sosyal bir netice ortaya koymaya çalışıyor birileri; Özgür Özel, kulağına ne fısıldanırsa nakile gibi tekrar ediyor, karını zararını hesap edemiyor kimi zaman, ardından yaptıklarının bir neticesi ortaya çıkıyor ve bunu toparlamaya çalışıyor bir şekilde. Boykot ediyoruz, niyesini bana sormayın. Kime soralım Bir cevap yok ve bu cevapsızlık siyaseti mevcut öfkeyi büyütmekten başka bir işe yaramıyor.
Bir defasında köşemde yine bahsetmiştim, Ortaçağ'da şeytana "Simia Dei" denilmiş: Tanrı'nın Maymunu. Tanrı gibi davranıp, Tanrı'yı taklit edip, aslında Tanrı'ya ait hiçbir özelliği olmayan şeytan; aynı insanı taklit eden, onun gibi hareketler yapan ancak içsel olarak insanlıktan yana hiçbir nasibi olmayan maymunla özdeşleştirilmiş. Estağfurullah, elbette kimseye maymun demek gibi bir hadsizliğe düşecek değiliz. Fakat içsel olarak hiçbir behreniz olmayan şeyleri taklit ettiğinizde şarkta papağan garpta maymunla özdeşleştirilebiliyorsunuz. Siyasileri taklit eden siyasetçimsiler, sanatkarları taklit eden sanatçımsılar, edipleri taklit eden edebiyatçımsılar... buralar galiba bir zamanlar dutluktu ve önüne gelen istediği tezgahı açabileceği bir ortam buldu dedirtiyor ilk bakışta.