Gazete, Türkçe, Somer Sivrioğlu ve Kadıköy
B.
Geçtiğimiz cumartesi Hürriyet Gazetesi'nde bir sürmanşet vardı: "Yaşlan ama ihtiyarlama"
Ne demeye çalıştığını anlıyorum, ama ifade, kastedilen anlama gelmediği için anlıyor olmam bir şey ifade etmiyor. İyiyi kötüden ayırt edebilme kabiliyeti, irade gibi anlamlara gelen ihtiyar kelimesi yaşlılarımıza adeta bir teselli olarak yakıştırılmış bir kelimedir. "Geçen yıllar bedeninden çok şey götürmüş olabilir ama seni ihtiyar sahibi kıldı" demek gibi bir şey aslında. Çökmek, erimek anlamına gelmiyor aksine tekamül etmek anlamına geliyor. Yaşlan ama çökme demek isterken o sürmanşeti atan her kimse, bambaşka bir şey demiş neticede: Yaşlansan da aklın büyümesin, tecrüben artmasın, sözüne kıymet verilir bir adam olamayasın...
Biz çocukken anneme her gün Milliyet Gazetesi alırdı eve. Kitap zaten okuduğumuz bir şeydi lakin günlük gazete okuyarak Türkçemizin gelişeceğini düşünürdü. Dönüp bakıyorum geriye, hiç de haksız sayılmazmış. Yok denecek kadar az hata ile yayınlanırdı gazeteler ve ilkokul çocuğunun Türkçesine katkıda da bulunurdu.
Şimdi geldik bir başka deme. Talebelere söylüyorum biteviye: Münevver Ayaşlı, Nihat Sami Banarlı, Yahya Kemal vb. gibi Türkçeyi bihakkın kullanan yazarları okumadan katiyen çağdaşınız olan yazarları okumayın! Olmuyor, bir yerde tıkanıyor lisan gelişiminiz. Ve en fenası, bir zamanlar imla kılavuzu muamelesi yapılan gazetelerin -ki bu muameleyi sonuna kadar hak ediyorlardı- Türkçesi artık sosyal medya mesajları kadar kusursuz. Bir referans kaynağımızdan daha olduk sizin anlayacağınız.
Bir cenaze vesilesiyle İzmir'deydim dün. Karşıyaka, Örnekköy Mezarlığı'nın gasilhanesi kapısında durmuş beklerken, bir arkadaşım " şuna bir bak" notuyla bir mesaj yolladı bendenize. Masterchef jürisi Somer Sivrioğlu " eskiden Kadıköy İstanbul'un en kaliteli semtiydi, 80 gayrimüslim yaşardı" diyor programda. Bu söze kızmış arkadaş, bozulmuş. Ben hak verdim Somer Bey'e. Sonradan olmalar Kadıköy'ün kalitesini düşürdü demiş.