Diplomasi ihtiyacı

B.

Altı-yedi yıl kadar evvel Suriye'de sahada görev yapmış bir güvenlik personelimizle sohbet ediyordum. "Her eğri bir gün doğuya döner" dedi "fakat beni asıl korkutan PKK ve PKK'nın çevresinde bulunan aşiretlerin yarın bir gün başına gelmesi muhtemel şeylerdir. O kadar şımarık, o kadar vurdumduymaz, o kadar bu topraklarda yapılması hayal edilemez şeyleri yapıyorlar ki kendilerine karşı talihsiz bir kin birikiyor."

Hakikaten hatırlarsanız yıllardır Batı'yla, İran'la, Rusya ile temaslarda Türkiye gayet açık bir şekilde bu durumdan bahsetti. Defaatle bahsetti. Sağırlar diyaloğu, kaale alınmadığınız bir sohbet oluyordu ve diplomatik heyetler en fazla "Türkiye'nin endişelerini anladıklarını" dile getirip kalkıp gidiyorlardı.

Şimdi ne ilginçtir, rejim devrildi Mazlum Abdi bir köşeye sıkıştı, Rojava devrimi denilen saçmalık boşa çıktı ve diplomasi birdenbire yeniden doğdu. Düne kadar sağır taklidi yapanlar bugün konuşmaya çalışıyor ilginç şekilde. Amerikalı senatör Türkiye'yi tehdit ediyor, Alman Dışişleri Bakanı aynı İmamoğlu gibi her şeyi çok titizlikle yapmamız, Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumamız gerektiğini söylüyor... Şu sıralar bu konuda konuşan pek çok. Ve bunların ekserisi daha düne kadar bu konuda konuşmamayı tercih edenler.