Çatışmanın üç çıktısı
B.
Amerika'nın çatışmaya dahil olması sonrası üzerinde konuşulan senaryoların başında, İran'ın batısından Basra Körfezi'ne uzanan bir hattın çekilmesi ve burada Suriye'nin kuzeyindekine benzer otonom bir yapının kurulması hedeflendiği olmuştu. Geldiğimiz noktada İran'ın bölünmesinin gerçekçi bir hedef olmadığı ortaya çıktı. Şimdi diplomasi yoluyla gerçekçi çözümler aranıyor. Çatışmanın herhangi bir sonuca varmadığı ve anlamsız bir dalaştan ibaret kaldığına yönelik yorumlara ise katılmıyorum. Vardığımız nokta itibarıyla İsrail ile İran arasındaki çatışmanın çok önemli üç çıktısını açık seçik tespit etmemiz mümkün hale geldi. Öncelikle İran'ın bölgedeki etkisi tamamen kırıldı. Dirensen adı verilen hat, Suriye'de yaşanan dönüşüm, Lübnan'da Hizbullah'ın tamamen etkisizleştirilmesi ve Yemen'de Husilerin ağır darbe alması sonrası tamamen çöktü. Bundan sonra Ortadoğu'da Amerika ile bir şekilde anlaşması mümkün üç başkent üzerinden yeni dengeler tesis edilecek. Riyad her zamankinden daha etkin olacak, Tel Aviv Amerika'nın vazgeçilmezi olarak Ortadoğu'da etkin rol oynamaya devam edecek, Ankara Televi ve bölgenin diğer aktörlerini dengeleyecek. İkinci önemli çıktı ise, İran'ın rejim değişikliği ile tehdit edilerek nükleer programını geri dönülemez şekilde sonlandırmasına sebebiyet verilmesi oldu. Uzmanlar bu saatten sonra İran'ın herhangi bir şekilde nükleer silaha sahip olmasının mümkün görülmediği konusunda büyük oranda ittifak içinde. Üçüncü önemli çıktıysa İsrail'in de büyük oranda yıprandığı bu çatışmalar sonrası İran'ın askeri potansiyelinin aşağı yukarı tespit edilmiş olması ve bundan sonraki olası çatışmalar öncesi askeri teknoloji anlamında hangi noktada bulunduğuna yönelik bir tespitin ortaya konulması oldu.