Bu seçimin mottosu: Murat Kurum yapar

B.

Yeni Şafak gazetesinin kültür sanat şefi Sevda Dursun geçtiğimiz dönemde müthiş işlere imza attı. Bu kadar siyaset yoğunluklu bir ortamda bir kültür sanat sayfasının manşetlerde yer alması hiç de olası değildir. Buna rağmen, Sevda Dursun'un manşete ve sürmanşete çekilen pek çok haberine şahit olduk.

Bunlardan en önemlisi şehir tiyatrolarında yaşanan skandal haberi idi. "CHP bu kez en iddialı olduğu alanda, yani kültür sanatta da ne denli beceriksiz olduğunu kanıtladı" alt başlığıyla verilen haberde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı şehir tiyatrolarında yaşanan skandallarla ilgili çok önemli bilgiler verilmekteydi: Her yıl 10-15 yeni oyunla sezonu açan İBB Şehir Tiyatroları'nda bu yıl yeni olarak sadece "Savaş ve Barış" vardı. İptaller de dikkat çekiyor. 14 Ekim'de "Çingene Boksör" teknik sebeplerle iptal edildi. Onu 'oyuncu rahatsızlıkları' yaşanan "Gidiş Dönüş Moskova", "Cadı Kazanı", "Savaş ve Barış", "Sen İstanbul'dan Daha Güzelsin" izledi.

Kötü bütçe yönetimi sebebiyle oyunların bir türlü sahnelenememesi, üstüne üstlük mobbing iddiaları sebebiyle pek çok şehir tiyatrosu oyuncusunun antidepresan kullandığı hatta bunlardan ikisinin intihar ettiği gibi vahim iddialar Dursun tarafından dile getirilmişti. Ne hikmetse bu iddialar kamuoyunun gündeminde hak ettiği kadar yer etmediği gibi çarçabuk sümen altı edildi. "Benzer bir durumun AK Partili bir belediyede yaşandığını düşünün isterseniz" demeyeceğim, zira bu mukayese daveti hiçbir zaman insaflı bir mukabeleyle cevaplanmadı muhataplarınca. Herkesin neyin ne olduğunu bildiği bir durum aslında bu. İBB'ye bağlı kurumlar, yönetim zafiyeti sebebiyle mefluç vaziyette!

Dün İstanbul Haliç Kongre ve Kültür Merkezi'nde AK Parti, İstanbul adaylarını tanıtırken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ettiği bir cümle hemen herkesin dikkatini çekmiş. Sevgili Serkan Fıçıcı abimin "bu söz bu seçimin mottosudur" dediği o sözü bir hatırlayalım: