Biraz Aşk Biraz Şüphe

B.

Millet olarak askerlik kurumuna karşı büyük sevgimiz ve bitmek bilmeyen kredimiz var. Hal ve şartta askerimiz gözbebeğimiz. Buna şüphe yok. Velakin bir de bitmek bilmeyen Halaskar Zabitan endişemiz var. Ordu içinde Sürekli olarak bizi bizden korumaya kalkışan kimseler olabileceğine yönelik şüphemiz de var. Bu elbette azınlık bir kesim için temenni edilen bir şeydir. Fakat unutulmaması gereken şey Türk halkının sahip olduğu şüpheci tutumun sevgisizlikten kaynaklanmadığı, aksine çok sevmiş olmasına rağmen tarihsel tecrübesinin sürekli istim üstünde durmasını zaruri kıldığı gerçeğidir. Hakikaten yeter artık illallah dedik. Ancak üçüncü Dünya ülkelerinde yaşanacak sahneler ve bu sahneleri üzerinde yürütülen tartışmaları hak etmiyoruz. 30 Ağustos'tan beri süren tartışmalarda dikkat edilmesi gereken üç husus var:

1- Milletin emrinde asker döneminin başladığını ve demokratik denetim mekanizmalarının askere, dahilde durumdan vazife çıkartacak her türlü imkanı ortadan kaldırdığını umduğumuz bir demde Talat Aydemircilik oynamanın alemi yoktur. 15 Temmuz gecesi tankları alkışlayan bir kesim halaskar zabitanlık iddia edenleri müdafaa edebilir fakat Türk halkı genel olarak bu disiplinsizliğe hoş bakmaz. Henüz diplomasını almış asker adaylarının disiplinsiz şovları geleceğe yönelik endişelere sebebiyet verir.

2- Askerlik kurumuna karşı sert ve ölçüsüz yaklaşım sergilemek Türk halkı tarafından kabul görmeyecek bir diğer tutumdur. 15 Temmuz gecesi tükenmeyen kredi, üç beş haddini aşmış yeni yetme sebebiyle tükenecek değildir. Burada kullanılacak dile özen göstermek zaruridir.