Bir hikayenin sonu

B.

Böyle gözüküyor ki bundan sonraki süreçte Türkiye, bazılarının geride kaldığını iddia ettiği kimlik gerilimleri üzerinden yeni bir süreç yaşayacak. Kılıçdaroğlu'nun tövbe-nedamet-helalleşme sürecinin hakiki bir süreç olmadığını o günlerde dile getirmiştik; kötü insan denmişti bize. Oysa büründükleri postun yalnızca dönemsel, politik ihtiyaçları sebebiyle bürünülen bir post olduğu aşikardı. Şu sıralar imam hatipler, müftü oğlu olmak, hafız olmak, başörtülü kız gibi saçma sapan tasnifler üzerinden yeni bir gerilim hattı oluşturuluyor. Yeni dediğime bakmayın esasen şerbetliyiz. Buna mukabil Özgür Özel ilginç biçimde son dönemde Alevi yurttaşlarımıza göz kırpıyor, Sabahat Akkiraz benzeri açıklamalar yapıyor, bir dönem kapanırken bir başka dönem açılacakmış gibi bir hava estiriliyor. Estağfurullah sanki aynı başlık altında zikredilebilirmiş gibi, pKK'nın silah bırakma sürecinde Alevi vatandaşlarımıza da benzer müzakere süreçleri açılsın isteyenlere denk geliyoruz. Kimlik üzerinden sürdürülen bu karmaşanın elbette bir kazanan olmaz, kaybedeni Türkiye olur, suni kavgalar yerlerini gerçek kavgalara bırakır. Peki mevcut CHP yönetiminin bu hat üzerinden siyaset kurma çabasını ne ile izah edebiliriz Daha önce de yazmıştım, CHP içinde siyaset yapan herhangi bir kimsenin şu anda söylediği hiçbir söz Türkiye siyasetine yenilik değildir, dünya siyasetine yönelik değildir, Türk toplumuna bir şey söylüyor değildir bu kimse; aksine mevcut konjonktürde yegane hedefi parti içi siyasete yönelik mesajlar vermektir. Özgür Özel Parti içi konsolidasyonu sağlarken bir yandan da kendince gerilimli bir hat oluşturarak 15 Eylül'de çıkacak karar sonrası cephe tahkim etmeye çalışıyor. Hepimiz her şeyin farkındayız oysa, kurultayın son derece şaibeli gözüktüğü herkesin malumu, ayyuka çıkmış yolsuzluklarla yüzleşen hukukun hukuksuz bir şey yapmadığını en az onlar da bizim kadar iyi biliyor. "Burası bizim muhtariyet alanımız, dilediğimiz kadar yapar dilediğimiz kadar katar-karıştırırız" diyen bir kimsenin şımarıklığı kadar tahammül edilmez çok az şey vardır. Şimdi bu kavga bildiğimiz enstrümanlarla, eski gerilimlerle sürdürüleceğe benziyor. FETÖ artıkları hariç CHP içinde siyaseten kendini bir alan bulabileceğine inanan hiçbir dindar- muhafazakara yer yok artık. Onlar ne mi yapacak Bir süre daha yaranmaya çalışacaklar kendilerince, sonra işittikleri hakaretler tahammül edilemez bir seviyeye ulaşınca bir kısmı dönüşecek, bir kısmı ise kaçıp gidecek. CHP içinde kendileri olarak siyaset yapmayı başaramayacaklar. Bu hikaye bu kadar.