B.
Son dönemlerde özellikle batı toplumlarında yükselen İsrail kritiği, Fransa-İngiltere-Kanada'nın Filistini tanıyacaklarını ifade etmeleri; hatta Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in dayı gaz ile ilgili bir şeyler yapılması gerektiğine yönelik söylemleri bizleri daha şüpheci kılmalı. İspanya, Yunanistan, Güney Kıbrıs, İtalya sahillerinde İsrailli turistlere yönelik protestolar, batı sokaklarında her geçen gün artan İsrail mallarına yönelik dışlayıcı tutum bir süre öncesine kadar hayal edilmesi mümkün olmayan şeylerdi. Peki batının İsrailliler başta olmak üzere İsrail taraftarları için bu kadar konforsuz bir hale gelmesinin insani gerekçeler dışında bir izahı olamaz mı Evet, daha evvelden de dile getirdik; günümüz siyasetçilerinin tarihin doğru tarafında yer almak gibi bir kaygısı vardır ve yarın bir gün kınanmaktan ölesiye korkarlar. Buna mukabil İsrail'in ortaya koyduğu vahşete ses çıkarma konusunda hiçbir zaman doğru adım atmadıklarını ve ağız birliği yaparak İsrail'in yanında durduklarını hatırlarsak bunun yeterli izah olmadığını görürüz. Batının Yahudiler ve İsrail taraftarları için konforsuz bir yer haline gelmesinin bence tek bir izahı olabilir. 77 yıldır İsrail'e göç etmeyi düşünmeyen ve batıda bir şekilde yaşamayı sürdüren Yahudilerin bir kısmının daha İsrail'e göç etmesini sağlamak. Zamanında Stalin İsrail'in kurulmasını desteklemiş ancak sonrasında doktorlar komplosu ve Yahudilere karşı septik tutumuyla Sovyetler Birliği'nin Yahudiler açısından yaşanmaz kılmıştı. Rusya'da yaşayan Yahudilerin önemli bir kısmının bu sebeple İsrail'e göç ettiklerini unutmayalım. İkinci Dünya Savaşı öncesi ortamın Yahudiler açısından son derece konforsuz hatta tehlikeli bir ortam olduğunu da hesaba katmalıyız. Hal böyle olunca önemli oranda Aşkenaz Yahudisi İsrail'e göç etmekten başka bir çözüm bulamamıştı. 14 Mayıs 1948 tarihinde ilan edilen devletin şu ifadeyle varlık beyanında bulunduğunu hatırlayalım: "Bu nedenle, İsrail topraklarında Yahudi halkının doğal ve tarihsel hakkına dayanarak, Yahudi halkı adına, bu ülkenin bağımsız bir Yahudi devleti olan İsrail Devleti'nin kurulduğunu ilan ediyoruz". Buna mukabil 2018 yılında Knesset Yahudi ulus devleti yasasını kabul ederek İsrail'in yalnızca Yahudiler için bir ulus devlet olduğunu ve bütün Yahudilere ait olduğunu beyan etmişti. Kudüs'ün başkenti ilan edilmesi, Gazze ve Batı Şeria'nın ilhak edilmesi talepleri ortaya koymaktadır ki, İsrail işgali büyütecek ve işgal ettiği bölgeleri yeni Yahudilerin iskan edilmesini amaçlayacak. Bu sebeple batı toplumlarında yaşanan gelişmelerin İsrail'in makro planlarına ait gelişmeler olduğunu düşünmek hiç de komplo teorisi sayılmaz, aksine talep edilen şeyin "Yahudilere ait ve tüm Yahudilerin yaşaması gereken bir ülke" olduğu düşünüldüğünde batık ama oyunda yükselen seslerin insani talepler dışında şeyler olduğu gerçeği ortaya çıkar.